Hediye ve Hediyeleşme Kavramlarından Hareketle Veliler Etrafında Anlatılan Efsaneler Üzerine Bazı Tespitler

127 Hediye ve Hediyeleşme Kavramlarından Hareketle Veliler Etrafında Anlatılan Efsaneler Üzerine Bazı Tespitler Gelenek, Görenek ve İnançlar 2009: 1057). Türk saray âdetlerinden biri olan nevruziyye pişkeşi , resmi yılbaşı kabul edilen Nevruz’da, başta hükümdarlar olmak üzere devlet ricaline armağanlar verilmesi ve alınması geleneğidir. Bu geleneğin Osmanlılarda yaygın olarak uygulandığına dair bilgilere kaynaklarda rastlamak mümkündür (Çay 1985: 177-178). Türk devlet töresinde kökleri eskilere kadar uzanan hediyeleşme geleneğinde kullanılan nesnelere bakıldığı zaman atın yaygın bir şekilde sunul- duğu görülmektedir. Türklerin hayatındaki önemi dolayısıyla ilk dönemlerden günümüze kadar han, hakan, hükümdar ve sultanlar tarafından alınıp verilen hediyelerin başında gelen at, devlet yöneticilerinin düğün merasimlerinde de hediye geleneğinin kıymetli bir unsuru olarak dikkat çek- mektedir (Elçin 1997: 518-524). Atın hediyeleşmelerde öne çıkmasında Türklerin öteden beri ata verdiği önemin yanında, at koşum takımlarına yansıyan zenginlik de atı devlet erkânı arasında iyi bir hediye aracı yapmıştır (Dingeç 2009: 1062). Hediyeleşme geleneğinin İslam dininde de önemli bir unsur olarak görüldüğünü hadislerde bulunan hediye ve hediyeleşme konusundaki ayrıntılı hüküm ve bilgilerden anlamak mümkündür. Hz. Peygamber, hediyeleşmenin insanlar arasındaki sevgi ve dostluğu geliştirdiğini; kıskançlık, bencillik, cimrilik gibi kötü duyguları giderdiğini; aynı zamanda rızkın genişlemesine de vesile olduğunu belirterek hediyeleşmeyi teşvik etmiş, verilen hediyelerin (haklı bir sebep yoksa) geri çevrilmemesini istemiştir. Yine Hz. Peygamber’in komşu ülke hükümdarlarına, arkadaşlarına ve aile fertlerine çeşitli hediyeler verdiği, kendisine gönderilen hediyeleri temiz ve helal olduğu süre- ce kabul ettiği ve hediyelere yine hediye ile karşılık verdiği bilinmektedir (Bardakoğlu 1998: 151). Şahsi ilişkilerde bireylerin değer verdiği insanları mutlu etme ve onlara karşı hislerini be- lirtmede en etkili yollardan biri olan hediyeler; tören, kutlama ve geçiş merasimleri gibi toplumsal ilişkilerde de vazgeçilmez unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu boyutuyla bağış, ihsan, ödül kavramlarının yanı sıra teşvik, takdir, yardımlaşma vb. anlamları da yüklenerek sosyal bir fonksiyon kazanan hediyelerin bir mendilden, bir ülkeye kadar değişik biçimlerde ve büyüklük- lerde çeşitlenebildiği, sunan kişinin sosyo-ekonomik konumuna, kişisel zevk ve tercihlerine göre şekillendiği görülmektedir (Önal 2008: 104-105). Veliler Etrafında Anlatılan Efsanelerde Hediye ve Hediyeleşme Şekilleri Kökenleri çok eskilere dayanan hediye ve hediyeleşme geleneğinin hem birey hem de devlet ilişkilerinde yakınlaşmayı sağlayan, dostlukların pekişmesine katkıda bulunan bir kültürel öge olduğu aşikârdır. Bu geleneğin bireysel ilişkilerdeki boyutunda yer alan veliler arasındaki hediye ve hediyeleşmelere bakıldığı zaman bunları iki grupta değerlendirmek mümkündür. 1. Dağdaki Velinin Şehirdeki Veliye Hediyesi: Veliler arasında hediye ve hediyeleşmelerin görüldüğü efsanelerin ilk grubunu biri dağda diğeri şehirde yaşayan, genellikle aralarında kardeşlik veya arkadaşlık bağı bulunan iki veliden, dağdakinin şehirdeki kardeş veya arkadaşını ziyarete giderken hediye götürdüğü anlatılar oluş- turmaktadır. Adana ’da Çoban Dede ile Ali Dede (Çağımlar 1994: 172), Amasya ’da Niyaz Baba ile Piri Baba (Özdoğan 2006: XXV-XXVI) ve Serçoban ile Şeyh Zekeriyya (Kavcar-Yardımcı 1988: 105-106), Aydın ’da Madran Baba ile Karaca Ahmet (Kavcar-Yardımcı 1988: 85-89), Ba- lıkesir ’de Çırpılı Dede ile Hasan Baba (Akyalçın 1998: 57-58), Çanakkale’de Dağ-ı Mehmed

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx