“Anadolu Yollarında” Bir Polonyalı – Tadeusz Vetulani

20 Doç. Dr. Sabire ARIK T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Vetulani akşamüzeri bu köye geldiğinde, onu çiftçi Hatip Zade Mehmet Efendi karşılar. Orta yaşı zayıf biri olan Mehmet Efendi aynı zamanda akıllı, girişken ve ilerici bir çiftçi olduğu iz- lenimini vermektedir. Zira Vetulani onu aynı gün içinde Emcet Bey’den ıslah edilmiş buğday tohu- mu alırken görmüştür. Bu durum Türk köylüsünün bilime ve teknolojiye ne kadar açık olduğunun da bir göstergesidir. Misafir edildiği bu çiftçinin evinin iç düzenini de şöyle anlatır. Bulunduğum misafir odasının iç düzeni aynı bizde olduğu gibi orijinal. Doğal renkteki oda- nın ahşap duvarlarının altında yere serilmiş kamış örtüler bulunuyor. Onların üzerinde de yumu- şak siyah minderler duruyor, işte hepsi bu. Sofaya bakan pencerede ise, varlıklı bir Türk köylüsü- nün evinde, ataerkil ve Türk misafirperverliği sayesinde başlarını sokacak bir çatı ve yemek bulan meraklı yoksul erkekler, misafirlerin hareketlerini izliyorlardı. 27 Köydeki Türk ailelerin haremlik selamlık şeklinde yaşadıklarını, şehirli kadınların çoğunun çarşaflı olmasına rağmen, buradaki köylü kadınların büyük bölümünün yüzünün açık olduğunu, sadece başörtüsü kullandıklarını gözlemleyen Vetulani, buna karşın erkeklerin oldukça renkli giyindiğini dile getirir. Sandalet ya da çizme , dizlere kadar çıkan kalın beyaz yünden çorap, bu çorapların içine sokulmuş lacivert ya da siyah pantolon, Türkiye’de ani sıcaklık değişimlerinde vücudu koruyan kırmızı yünden kemer, kırmızıçizgili renkli gömlek ve çoğunlukla siperi yana veya arkaya çevril- miş geleneksel kasket(şapka) ya da nadiren de olsa sarıktan oluşan bu çok renkli köylü giyimi ziyaretçide çok hoş ve mutluluk verici bir izlenim yaratıyor. 28 (1. Resim) Vetulani burada bir açıklama yaparak, köylü erkeklerinin bu, şapkanın siperi yana ya da arkaya gelecek şekilde takmalarının, fesin yasaklanmasına bir çeşit sessiz protesto olduğunu sa- vunanların varlığından bahseder. Ona göreyse, bu durumun, güneşin altında terlemeden dolayı alnı açma alışkanlığından doğmuş olması muhtemeldir. Tadeusz Vetulani, Bursa’da ziyaret ettiği Esebey Köyü’nün ise Muttalip Köyü’nden çok daha farklı olduğunu belirtir; katlı köy evleri bir birine bitişiktir ve harem odalarının pencereleri yarıya kadar ahşap kafesle kaplıdır. Köyün merkezinde bulunan, büyük bir çardağa ve fıskiyeli havuza sahip kahvehanesinde bir süre dinlenirler. Burada köylülerin herhangi bir ücret almadan onlara ikramlarda bulunması, misafirperverlikleri dikkat çekicidir. Karşılık beklemeden kahve, çay ve sigara ikram eden köylüler hemen çevremizi sardılar, diyen Vetulani’ye göre Esebey Köyü, bütün çevresiyle birlikte oldukça zengin bir yerleşim yeridir, zira büyük gelir getiren pek çok mey- ve bahçesi ve bostanlarla çevrilidir. 29 (2. Resim) Bu köyde çiftçilik yapan, bol ayva, şeftali ve kestane ürettiği 40 hektarlık bir bahçesi olan, aynı zamanda karpuz ve diğer pek çok sebzenin de ziraatını yapan Salihoğlu Mehmet Efendi, Vetulani’yi evine yemeğe davet eder. Burada da yine bu köy evinin iç düzeni hakkında bilgi verir. Avludaki sundurma ayva yığınları ve kuru kestane dizinleriyle doluydu. İki katlı bu evin, alt kattaki mutfağın ve zemin kattaki mısır koçanları ve olgun karpuzlarla çevrilmiş holün dışında 27  Tadeusz Vetulani, Wzd ł uż Anatolii, s. 27. 28  Tadeusz Vetulani, Wzd ł uż Anatolii, s. 24. 29  Tadeusz Vetulani, Wzd ł uż Anatolii, s. 27.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx