ESER ADIAnadolu’da Abdallık Geleneğinin Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Tasavvufi Ve Dini Yapılanmalar İle Abdalların Müzikle İlişkisinde Bu Yapıların Etkisi

285 Anadolu’da Abdallık Geleneğinin Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Tasavvufi ve Dini Yapılanmalar ile Abdalların Müzikle İlişkisinde Bu Yapıların Etkisi Müzik, Oyun ve Eğlence Ey Hayâlî aşk bir yalın Işık makbûbudur Böyle görmüş bir kişi âyine -i irdakde Hayâlî Haydarîdür tavk-ı zülfün kallıdur ânun Beğüm, teslim kıl, boynunda neyler bir gedâ hakkı ” (Ocak, 2016a, s.164-165). 4. Eski Türk İnançları ve Heteredoks Hristiyan İnançlarının Abdallık Ge- leneği Üzerinde Etkisi Anadolu’da X. yüzyıldan itibaren belirginleşmeye başlayan Abdallık geleneği ve dini yapı- lanmalar üzerinde Irak-Bağdat, Horasan-İran etkisinin yanı sıra eski Orta Asya’daki Türk inanç- larının ve o dönemde Anadolu bulunan yerleşik halkın inanç biçimleri de etkili olmuştur. Göçlerin yoğunlaşmasıyla birlikte, Anadolu’da var olan inanç yapılarıyla buluşan bu yeni akımların zaman içinde birbirinden etkilendiği muhakkaktır. Örneğin Orta Asya’da bazı küçük Türk toplulukları arasında, ortodoksiye tepki olarak doğan Nestûrilik çerçevesinde bir Hıristiyanlığın yayıldığı, an- cak sapkınlıkla itham edilen fikirleri nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya oradan da İran’a kaçtıkları bilinmektedir. Zekeriya Kazvin’e göre büyük Selçuklulara bağlı bazı Oğuz boylarının da Hıristiyan olduğu ve zaman zaman Bizans hizmetine giren bu Türk zümrelerinin Malazgirt Savaşı ile Selçuklular safına geçtiği, dolayısıyla Orta Asya menşeli Hıristiyan Türklerin Bizans kanalıyla Anadolu Selçuklu topraklarına geçtiği bilinmektedir. Ayrıca İran dinlerinden Zerdüştî ve Mazdeist etkilerin de bu dinleri kabul eden göçebe Oğuz kabileleriyle Anadolu’ya geldiği ve muhtemel etkilerinin bulunduğu düşünülmektedir. Neticede Türkler Anadolu’ya, Orta Asya’dan Çin ve İran etkileri olan Budist, Maniheist, Zerdüştî ve Mazdeist etkileri almış olarak göç etmişlerdir. Gel- diklerinde ise uzun yıllar Roma İmparatorluğu hâkimiyetinde süregelen, Hıristiyanlıkla beraber, halen putperestlik ve eski inançlara bağlı heteredoks bir kültürle karşılaşmışlardır. Bu karşılaşma elbette pek çok inanç, adet, gelenek ve dini merasimlerin etkileşimine yol açmıştır. Örneğin, Maniheizmin Anadolu’da bazı tarikatları etkilemiş olabileceği, Bektaşîlikteki “eline, diline, beline sahip olma” düşüncesiyle Maniheizmdeki “ağza, ele, bele mühür” şeklindeki üç mühür prensibinin benzerliği dikkat çekmektedir (Ocak, 1983, s. 51, 56-69). Anadolu’ya eski Türk inançlarının taşınması sırasında Anadolu’da yaşayan Hristiyan inanca sahip bir kesim de bulunmaktaydı. Kaygusuz’un Hıristiyan heterodoksisiyle ilgili çalışma- sında belirttiğine göre, IX. yüzyıldan itibaren Bizans İmparatorluğu’nda Paulikenler, Anthigenler, Bogomiller ve Batı Avrupa’da Katharlar olarak bilinen, Hıristiyanlık içerisinde heteredoks/sapkın olarak görülen inanç öğretileri ortaya çıkmıştır. Bu öğretiler eski İran Dualizmi (ikilemciliği) ve eski Manikheizm dininin yeniden yapılanması ile az çok değişime uğrayarak birbirini izlemişlerdir. Anadolu’nun doğu ve güneydoğusundan doğup gelişen bu Hıristiyan heteredoksizmi, sürgünlerle Trakya ve Balkanlarda etkinlik göstermeye başlamıştır (Kaygusuz, 2008). X. yüzyılda göçmen olarak uzun süredir Trakya’da yaşayan Paulikenlerin öğretisinden Bogomilizm doğmuş ve XII. yüzyıla kadar İstanbul’a kadar yayılmıştır. Oruç tutma ve sürekli dua

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz