Atasözlerine İşlevsel Bir Yaklaşım: Türk Halk Felsefesini Öğütlerle Anlamak

172 Aysun DURSUN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Toplumsal değerlere son derece bağlı olan Türk toplumunda aile, komşuluk, misafirper- verlik, güven, yardımlaşma, dayanışma vb. gibi temel kavramlar toplumsal belleğin bir yansıma- sı olan atasözlerinde farklı örneklerle temsil edilir. Atasözlerinin yansıttığı bu değerler, pek çok araştırmacı tarafından konu edilmiştir (Aksoy 2016, Çobanoğlu 2004, Soykut 1974). Bu çalışma- da Ömer Asım Aksoy’un Atasözleri Sözlüğü adlı eserinden seçilen örnekler çerçevesinde Türk toplumunun temel kültürel dinamiklerinin ve söz konusu değerlerin temel felsefesi güven duygusu bağlamında açıklanacaktır. 1. Atasözlerine Yansıyan Değerler ve Öğütler Dünya üzerinde varlık gösteren her milletin, atalarından kalan, yol, yöntem gösteren, öğüt veren sözleri vardır. Atasözlerinin her biri, toplumsal yaşantı içindeki bireyin uyması beklenilen genel bir kural niteliğinde değerlendirilir. Bundan dolayı atasözleri bir milletin karakterini, yaşam karşısındaki tavrını, zihniyetini ifade eder. Tarihi süreç içinde çok geniş coğrafyalarda yaşamış olan Türk milletinin ortak duyuş ve düşünüş noktalarından hareketle oluşturulan atasözleri Türk- lerin temel zihin yapısı bakımından dünyayı benzer şekilde algıladıklarını ve sosyal psikolojiyi paylaştıklarını ortaya koymaktadır (Çobanoğlu 2004: 1). Türk düşüncesinin binlerce yıldan beri süregelen sözlü edebiyat ürünleri destanlar, masallar, halk hikâyeleri, atasözleri, deyimler, du- alar, kargışlar vb.’dir. Toplumun kolektif olarak bir araya getirdiği söz konusu metinler bir toplu- mun düşünce yapısını anlayabilmek için büyük önem taşımaktadır. Sözlü metinler aynı düşünce yapısının ürünü olduğundan kültürel kodlar ve semboller aracılığıyla Türklerin yaşadığı coğrafya- larda benzer söz kalıplarıyla yaşatılmış ve aynı mantıkla yeniden üretilmiştir (Akar 2016: 83). Bu bağlamda atasözleri işlevselliğini korumaya devam etmektedir. Genel geçer birer kural özelliği taşıyan atasözleri, öğütleri aktarırken çok katmanlı bir anlam yapısından yararlanır. Sözün söylenme biçimi, sözün kendisi ve işaret ettiği anlam alanı iç içe bir yapıyı oluşturur. Bu bağlamda halk öğütleri, bir dilin bütün ses imkânlarının kullanıldığı sözün yüzey/dış yapısındaki sanat değeri, sözün günlük yaşamdaki işlevi, sözün çağrışımları, anlam zenginliği, Türk kültür yapısındaki çeşitliliği ile karşılık bulan derin yapısı dikkate alınarak değerlendirilmelidir (Önal 2016: 1026). Atasözlerinde Türk kültürüne ait temel değerler, sözün ahenkli kullanılmasıyla hafızada kalıcılığını arttırarak yüzey anlamında örneklerle somutlanırken, semboller ve kültürel kodlar ile derin anlam yapısını ortaya koyar. 1.1. Adalet ve Güven Adalet, devlet ve hükümdarın halkla ilişkilerinde belirleyicidir. Devletin toplumdan tam des- tek alabilme ve toplumun sorunlarını çözebilmesi için yönetim anlayışının temeline bu kavramını yerleştirmesi gerekmektedir. Adalet, yürürlükteki hukuku oluşturan töre ve ilgili geleneklere bağlı kalarak halkın ihtiyaçlarının giderilmesidir. Bu sebeple Türk toplumunda hukuka, adalete bağlılık önemsenmiş ve hükümdarın temel özellikleri arasında adaletle yönetme yeteneğine sahip olması istenmiştir (Bıçak 2009: 29). Eski Türklerde hakanın toplumu yönetebilme vasfının temel düşüncesi ve değeri olan adalet kavramı, inanç öğretisi çerçevesinde hak edenin hakkını mutlaka alacağı düşüncesi, Ya-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2