Balıkçılık Folkloru- Çanakkale Geleneksel Balıkçılığı Üzerine Bir Değerlendirme

177 Balıkçılık Folkloru: Çanakkale Geleneksel Balıkçılığı Üzerine Bir Değerlendirme Genel Konular nikte oltalar elle toplanabildiği gibi makara sistemi de yaygın olarak kullanılmaktadır. Misinanın kolay bulunmadığı dönemlerde el oltası yapmak için beygirin kuyruk kılları kul- lanılmıştır. Bu kıllar örülerek, birkaç metre uzunluğunda el oltaları elde edilmektedir. Örülen bu kılların üzerine kimi zaman balmumu sürüldüğü ifade edilmektedir. Bölgede kıyı balıkçılığı bütün bir yıla yayılmakla birlikte özellikle balıkların göç dönem- leri esas avlanma sezonlarıdır. Bu sezon aşağı akım ve yukarı akım olarak da adlandırılan iki döneme ayrılmaktadır. Yukarı akım, balığın Ege’den Karadeniz’e doğru yaptığı ve ilkbaharda başlayıp yaz başında sona eren dönemdir. Bu dönemde balıkların Karadeniz’e havyar bırakmak üzere gittikleri ifade edilmektedir. Aşağı akım ise balığın Karadeniz’den Ege’ye doğru yaptığı ve sonbaharda başlayan dönemdir. Geleneksel balık avlama tekniğinin esasını, balıkların çıplak gözle gözetlenerek avlan- masıdır. Bunun için eski tekne ve kayıklarda palamut ya da seren direği olarak adlandırılan (+) şeklindeki birkaç metre yüksekliğindeki direkler kullanılmaktadır. Reis bu direğin üzerinde balığı gözetleyerek, komutlar vererek avı tamamlamaktadır. Balığın çevrelenmesine dayanan avlanma tekniğinde, motorlu tekne ve kayıkların olmadığı dönemlerde avlanma asgari üç kayıkla ger- çekleştirilirken, günümüzde teknelerin hızı ve gücü arttığından azami olarak tek tekne ve peş kayığından oluşan iki araçla yapılabilmektedir. Yine geçmişte balığı gözetlemenin yollarından biri olarak kıyıya yakın yüksek tepeliklerden yapılan gözetlemedir. Yüksek tepelere çıkan reis, balığın hareketine göre kimi zaman elinde bayrakla kimi zaman çeşitli işaret ve seslenmelerle kayıkları yönlendirerek balığın çevrelenmesini sağlamaktadır. Balığı takip etmenin diğer yollarından bazıları da balıkla beslenen hayvanları takip et- mektir. Bölgede canavar olarak adlandırılan yunus ve martılar balıkçıların gözetlediği hayvanlar arasındadır. Ayrıca kimi balıkçıların yunusu da dâhil ettikleri, daha küçük balıklardan müteşekkil sürülere saldıran iye ya da yiye olarak adlandırdıkları büyük balıklar da gözlenen hayvanlar ara- sındadır. Yunus ve akya türü büyük balıkların, daha küçük balıkları kovalaması ve onları balık- çılar için avlanabilir kıyı çevresine yanaştırması oldukça önemlidir. O nedenle bazı balıkçılar, bu büyük balıkların avlanmasından hoşnut olmadıklarını dile getirmişlerdir. Geleneksel balıkçılığın avlanma zamanını belirleyen bir diğer önemli unsur yakamoz dur. Balığın yakamozda yarattığı hareketliliği gözlemleyerek avlanan balıkçılar, bu nedenle esas ola- rak yakamozun bulunduğu karanlık zamanlarda avlanmaktadırlar. Ay karanlığı olarak adlandır- dıkları aysız geceler ve ayın henüz doğmadığı saatler bu avlanma için en uygun saatlerdir. Bu yüzden balıkçılar “ ay ayakta, balıkçı yatakta ” deyimini kullanmaktadırlar. Usta balıkçılar, balığın yakamozdaki hareketlerinden türünü, sürünün büyüklüğünü anlayabilmektedirler. Ay aydınlığı olarak adlandırılan aylı gecelerde ise voli denilen teknikle avlanma gerçekleştirilmektedir. Voli adlandırması, balık avlamanın büyük ölçüde tesadüfe bağlı olmasından ötürü verilmiş görünmek- tedir. Denize bırakılan ağın içinde bir süre hareket edilerek, ortamda balık varsa ağlara gitmesi sağlanmaktadır. Sürekli ağ atıp, kaldırmak gerektiğinden oldukça zor bir yöntemdir. Balığın avlanmasını belirleyen en önemli etmenlerden biri de derinliğin hesaplanmasıdır. Kullanılan ağın derinliği ile avlanma yerinin derinliği arasında bir denklik söz konusu olduğunda

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx