Gelenek, Görenek ve İnançlar
378 Yrd. Doç. Dr. Hülya UZUN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı sonra tasavvuf müziğinde adını duyuran Sami Özer ile Ahmet Özhan programlarında veya ilahi kliplerinde semazenlere yer veren isimlerdir. Mevlevi âyinlerinin ve ilahilerin çok seslendirilerek icra edilmesi ile de yine semâzenlerin dansçı kimlikleri ile performans sergiledikleri görülmüştür. Soprano Feryal Türkoğlu’nun, senfoni orkestrası eşliğinde seslendirdiği ilahi buna bir örnektir (Track 7). Bunun yanında Türk Sanat Müziği sanatçısı Bülent Ersoy, televizyonda yayınlanan bir ramazan programında, günün önemine binaen konserinin sonunda bir ilahi seslendirmiştir. Kon- serinde ilahi söyleyeceği için kostümünü değiştirmiş ve yine semâzenler sahneye gelerek Bülent Ersoy’a eşlik etmiştir (Track 8). Son zamanlarda düğünlerde, ramazan etkinliklerinde, çeşitli açılışlarda vb etkinlikler- de yapılan semâ gösterileri de performans olarak değerlendirilen yerlerdir. Düğünlerde yapılan semâ pratikleri genel olarak “Dini Düğün”, “İslâmi Düğün” veya “Kur’an’lı Düğün” olarak adlandı- rılmıştır. Bu düğünler mütedeyyin, dindar ya da muhafazakâr diye tanımlanan ya da kendilerini öyle tanımlayan insanların yaptıkları düğünlerdir . Seküler yaşamda kendilerine yer bulan, ancak dini yaşam tarzını benimseyen, aynı zamanda bu çerçevede düğün yaparak, gelen muhafazakâr kesimin çiftetelli oynamak gibi sıkıntıya sokulmadığı düğünlerdir. Seçilen dört-beş yıldızlı oteller veya düğün salonları, düğünlerin mekân olarak seçildiği alanlardır. Türkiye’nin zengin aileleri de günümüzde düğünlerinde semazene yer vererek gündeme gelmiştir. Hürriyet Gazetesi’nde böyle bir habere yer verilmiş ve zengin bir işadamının oğlunun Çırağan Sarayı’ndaki düğününde dini nikâhtan hemen sonra semâzenlerin, gelin ile damadın oturduğu masanın iki yanında semâ yapması basına taşınmıştır. Köşe yazarı Vahab Munyar, 10.10 2012 tarihli yazısında nikâhta alkol verilmediğini, hemen sonrasındaki yemekte alkolün serbest olmasını ve düğünün Ebru Gündeş ve Alişan konserleriyle devam etmesini de köşesinde yazmıştır 10 . Afyonkarahisar’da izlenen dini düğünlerde alkol servisi olmadığı gibi haremlik-selamlık uygulaması da yoktur, herkes bir arada oturur. Başı açık ve son derece şık misafirler ile tesettür modasına uygun giyinen yine şık misafirlerin aynı masayı paylaştığı da görülür. Her düğünde uy- gulamalar farklı etkinlikler olabildiği gibi, yapılan gösterilerin sırası da değişebilmektedir. Düğün, bir hoca tarafından Kur’an-ı Kerim okunarak ve dualar edilerek başlar. Bunu TSM konseri, İlahi- ler, arkasından semâ gösterisi, halk oyunları ekibinin gösterileri, aşuk-maşuk gibi seyirlik oyunlar ile eğer sünnet düğünüyse, palyaçonun çocukları eğlendirmeleri takip eder. Takı töreni ve pasta merasimi yapılır ve düğün içinde gelinle damadın isteklerine önem verilir ve düğündeki seyirlik akışın sırası değişebilir (Track 9). Ramazan ayının Müslümanlar açısından önemi büyük olduğu için, teravih namazından sonra sahura kadar çeşitli eğlenceler düzenlenerek, ramazanın coşkuyla kutlanması sağlanır. Günümüzde ramazan ayının gelmesi ile birlikte, birçok şehirde düzenlenen bu eğlenceler, oruç tutan insanların akşam iftardan veya teravihten sonra hoş vakit geçirebilmelerini ve eğlenebilme- lerini sağlamaktadır. Belediyeler, oteller, büyük alış-veriş merkezleri ve restoranların düzenlediği bu eğlenceler, bir yandan eski ramazan eğlencelerinden esinlenerek, bir yandan da şehrin yerel kültüründen örneklerin verilmesi şeklinde hazırlanmaktadır. 10 http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21661620.asp.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2