Gelenek, Görenek ve İnançlar
46 Bülent AKIN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Dinî ve diğer toplumsal değerler arasında güçlü bir bağ kurarak bu değerlerin kolektif olarak paylaşılmasını sağlayan ritüeller; kültürel, edebî ve geleneksel verimlerin yaratıldığı, ak- tarıldığı ve güncellendiği yapılar olma özelliğini gösterirler. Bu yönüyle ritüeller, doğrudan halk biliminin inceleme konuları arasında yer alırlar. Metni, dokusu ve bağlamı bakımından kendine özgü sanat değeri olan geleneksel ürünlerin sahibi olan halk, bu verimleri çoğu zaman ritüeller içerisinde üretir, aktarır ve günceller. 7 Bu bakımdan Alevi inancına mensup toplulukların sahip ol- duğu halk bilimi ürünlerini doğrudan, kutsalın kolektif olarak paylaşımının gerçekleştirildiği yapılar olan ritüeller içerisinde ürettiği, aktardığı ve güncellediği görülmektedir. Ritüeller sırasında icra edilen tevhid, düvaz imam, miraçlama, mersiye, maktel, semah, deyiş, gülbenk vb. gibi manzum ve mensur türler ve bu türlerin içerisinde yer alan atasözleri, deyim, alkış ve kargışlardan ritüeller- de giyilen giyisilere, yapılan yemeklere, kullanılan müzik ve çalgı aletlerine kadar her şeyin ritüel için üretildiği, icra edildiği ve aktarımının gerçekleştiği görülür. Bu saydığımız folklor ürünlerinin tamamı ve daha fazlası ritüeller içerisinde var olur ve anlam bulur. Alevi inanç sistemi içerisinde dinî, sosyal, kültürel, ekonomik ve hukukî işlevlere sahip olan ritüllerin temel hareket noktasının inanç (dinî) olduğu görülür. Ritüeller içerisinde gerçekleş- tirilen her uygulama, Alevi inancı içerisinde bir mitik ve bâtıni anlama sahiptir ve bu doğrultuda işlevsellik kazanır. Dolayısıyla temel yapısı, işlev özellikleri ve bilhassa da hareket noktası se- bebiyle “inanç merkezli” diyebileceğimiz bu ritüeller, Alevi toplulukların yalnızca dinî hayatında değil, aynı zamanda kültürel, sosyal, hukukî ve ekonomik hayatlarında da belirleyici ve düzenle- yici özelliklere sahiptir. Ritüellerin bu çok yönlü işlevsel özellikleri, onları Alevi inancına mensup toplulukların gündelik yaşamının bir parçası haline getirmiştir. Alevi inancına mensup her bireyin gündelik yaşamını hemen her boyutuyla yola/erkâna ve bu çerçevede gerçekleştirilen ritüelle- re göre şekillendirip sürdürdüğü görülür. Erkân sözcüğünün, bazı ocaklarda ve yörelerde, ritüel (cem) anlamında kullanılması da bu durumla ilgilidir. Yol (erkân), bir anlamda cemde (ritüelde) şekillenir ve anlam bulur. Dolayısıyla cem olmadan, yol da olmaz. 1. Kültürel ve Ritüelik Zenginlikten Bağlam ve İşlev Merkezli Bir Sınıf- landırmaya Doğru Alevi inanç sisteminde ritüeller; oluşum ve icra bağlamları, icra amaçları, işlevleri ve ya- pısal özellikleri bakımından hemen hemen tüm yöre ve ocaklarda birbirlerine benzemektedirler. Ritüeller, bu benzer özelliklerinin yanında, icra şekillerine ve bazı içerik özelliklerine bağlı olarak ocaklara ve yörelere göre kısmi birtakım farklılıklar da gösterirler. Ritüellerin içerdiği bu farklılıklar; ritüelin içerdiği hizmetlerin adlandırılışı, sırası, sayısı, icra biçimi, okunan gülbenk ve deyişlerin şekil ve içeriklerini kapsamaktadır. Alevi inanç sistemi içerisinde gerçekleştirilen ritüellerin geneli göz önünde bulundurulduğunda, saydığımız bu hususların ocaklara ve yörelere göre değişen, azımsanamayacak derecede bir ritüelik çeşitlilik ve zenginlik meydana getirdiğini görürüz. Ritüel- lerin yapısal bakımdan ana iskeleti ile bağlam hususiyetleri ve işlevsel yönlerini etkilemeyen bu çeşitlilik, bazen aynı köy içerisinde bulunan iki ya da daha fazla ocak arasında dahi belirgin bir biçimde kendini gösterir. Bu durumun, birden fazla ocak tarafından icra edilen aynı ritüelin, bazen araştırmacılar tarafından farklı ritüellermiş gibi algılanmasına veya aynı kategorideki ritüellerin 7 “Halk”, “halk bilgisi” ve “halk bilimi” kavramları hakkında geniş bilgi için bk. Metin Ekici, “Halk, Halk Bilimi ve Halk Bilgisi Üzerine Bir Deneme”. Milli Folklor , S. 45, 2000: 2-8.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2