Geleneksel Kadın Aşçılar ve Kent Yaşamında Bilgi - Deneyim Aktarımı

246 Nihal KADIOĞLU ÇEVİK T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Öneri: Geleneksel aşçı kadınların sahip oldukları bilgi, beceri ve deneyimin, olabildiğince bağlamı içerisinde kalarak, kent ortamında aktarılmasına katkı sağlamak üzere yaygın eğitim 2 kurumları ve yerel idarelerin işbirliğinde geliştirilecek bir model, daha doğrusu düzenleme önerisinde bulunmak istiyorum. Bu öneriyi hazırlarken öncelikle, yaygın eğitimle ilgili çalışmaları uygulayan iki kurumun; Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarının yönetmeliklerini inceledim. Her iki kurumun çoğu yerde ortaklaşan yaygın eğitim mevzuatında; geleneksel bilgi aktarımının ilkesel düzeyde müm- kün olabileceği görülüyor. Tabi böyle bir yasal dayanağın mevcut olması, somut adımlar atmak için bir temel oluşturmaktadır. Eski adıyla “Halk Eğitim” güncel adıyla “Hayat Boyu Öğrenim” adıy- la kurumsallaşan eğitim içeriğinde “Yiyecek- İçecek Hizmetleri” başlığını görüyoruz (bu arada bu bölümde yer alan Gaziantep Mutfağı modülü bunun için belirtilmesi gereken önemli bir çalışma). Bu içerikte bazı düzenlemeler yapılarak, özellikle kadınlar üzerinden kurgulanan bir “Geleneksel Aşçılık” modülünün oluşturulması mümkündür. Yaygın eğitim kapsamındaki eğitimlerin avantajlı yönleri; eğitimlerin ücretsiz olması, yerel imkân ve ortamların ulaşılabilir olması, ilçelere kadar uzanan bir ağa sahip olması, eğitim sonuçlarının daha görünür (sergiler, yerel idarelerin konuya ilgisi) olmasıdır. Yerel idareler ise -eğitim çalışmalarının lojistik aşamaları yönünden- çok daha geniş se- çeneklere sahiptir. Yaygın eğitim kurumları ve belediyeler arasında sıklıkla eğitim çalışmalarıyla ilgili işbirliği sağlanmakta ve çeşitli kurslar düzenlenmektedir. Benim bu mevcut duruma eklemek istediğim şey; gelenek aktarımına yönelik eğitimin, geleneksel aşçı ölçütlerine uygun kişilerce ve olabildiği ölçüde bağlamı içinde düzenlenmesi ile sınırlıdır. Kurumlar arasında işbirliğini somutlaştırmak için; bu şekilde bir eğitim ya da kurs için ye- rel idarelerin mekân sağlaması, eğitime katılacak kişilerin yol ve diğer giderlerini üstlenmeleri mümkündür. Bu şekilde, geleneğe dayanan ve eğitim boyutu içeren uygulamaların sürdürülebilir olmasında yerel yönetimlerin etkin bir rolü vardır. Bu tür bir düzenleme içinde, örneğin İŞKUR bu eğitime katılanlara belirli bir ücret verebilir ki bu ilgili kurum için yaygın bir uygulamadır. Milli Eği- tim ve Kültür ve Turizm Bakanlıklarının mevzuatlarında yer alan koşullarla ekipman konusunda destek sağlamaları mümkündür. Gezi ve atölye çalışmaları ile bu eğitimlerin desteklenmesi müm- kündür ve bu konuda yerel STK’ların yer alacağı ortamlar sağlanabilir. Kurumların mevzuatında yapılacak küçük ama yenilikçi düzenlemelerle bu önerinin uygulanabilir olacağını düşünüyorum Sonu ç olarak: Kırsaldaki mutfak geleneklerinin önde gelen temsilci ve taşıyıcıları olan geleneksel aşçı kadınların, deneyim ve birikimlerini kent ortamında aktarabilmeleri için yaygın eğitim ve yerel idareler işbirliğinde bir eğitim-aktarım sürecinin model olarak uygulanabilir ol- duğunu düşünüyorum. Uzun vadede bu alandaki bilgi birikimi ve deneyimin modern toplumda paylaşılmasının yeni yöntemlerini bulabileceğimizi, bu yöntemlerin SOKÜM Sözleşmesi ile ta- nımlanan “doğa ve evrenle ilgili deneyime dayalı bilginin” kent ortamında gelecek kuşaklara akta- rılmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bunun bir yandan da kadının kırsaldaki konumunu güçlendiren bir etki yaratacağına inanıyorum. 2  Özetle; örgün eğitim sisteminin dışındaki bireylere ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte eğitim, öğretim, üretim, rehberlik ve uygulama etkinliklerinin tümü olarak tanımlanmakta- dır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy