ESER ADI

73 Geleneksel Kültürde Kadına Yüklenen Değerlerin Haklbilimsel Açıdan Değerlendirmesi Genel Konular DOĞAÜSTÜ GÜÇLERLE İLGİLİ İNANMALAR “Şimdi aldan korkarsak köyümüzde iki tane kadın vardı onlara al derlerdi. Onların çem- berlerini getirirdik. Onların çaputu loğusa kadına gelince al basmaz derlerdi. Onlar evvelinden ocakmış, onun al kadın imiş. Biz bilmek de, Hasan dede köşeden çıkarken görmüş. Tutmuş dediler, ocağı ondan beri sürüyormuş. O dede onu tutunca ocak olmuş. Sarı çember olurdu o loğusa gelinin başına korduk.” (Çorum İskilip, Dereköy) “Al karısı melek olarak tanımlanmaktadır. Anlatıya göre meleklerin yaptıkları iş hiç bitmez- miş. Hamur yaparmış, hamur gittikçe artarmış hiç bitmezmiş, melek sürekli çalışırmış fakat o işi bir türlü bitiremezmiş. Yakaladıkları meleğe derlermiş ki; tövbe edeceksin benim yedi sülaleme yaklaşmayacaksın. Memeleri kocamanmış. Kırk gün çocuk beklenir, melayike gelmesin diye..” (Tunceli Merkez) “Loğusayı ala karşı korunak için; al kızı tutan birisinden parça alınıp loğusanın başına ko- nur. Kocasının da ceketini kadının başucuna korkar ki kadını al basmasın. Şimdi bizim kaşıkla- rımız çok türemez. Tez tez kaybolur kaşıklarımız. Al kızı kaşığı almış hiçbir şey bulamamış. Al kızı demiş ki türemesin kaşıklarınız . ” (Yozgat merkez Büyükhamal Köyü) Örnek anlatı: “ Benim babaannemin annesi ekmek yapacakmış, yufka ekmek. Erkenden ortalık ka- ranlıkken o müzenin orda çeşme var oraya gelmiş. Orda bi kuşburnu vardı. Oraya geliyor ki; güzel saçı böyle çok uzun bir gelin dikenlere dolanmış kalmış, kurtulamıyor. Babaanne- min annesine beni kurtar diye yalvarıyor. Al kızının üzerinde üç etek varmış. Babaannemin annesi döşünden bir iğne çıkarıyor. Al kızının eteğine iğneliyor. Sonra al kızını alıp eve götürüyor. Al kızına hamuru yoğurtturuyor. Akşama kadar ekmek yapıyorlar hamur bir türlü bitmiyor. Böyle sabaha kadar mı ekmek edeceğiz diyorlar ne yapacaksanız yapın diyorlar. Al kızı bezin içerisinden biraz hamur alıyor teştın içine atıyor. Teştin içindeki hamur azalmaya başlıyor. Al kızı babaannemin annesine yalvarıyor illa beni bırak diye ba- baannem de diyor ki; ben bırakırım ama şimdi bazen çocuklar ölüyor yahut ta kadın ölüyor loğusayken albastı da öldü diyorlar. Böyle çocuklara kıyıyorsun, gelinlere kıyıyorsun böy- le ben seni bırakmam sana bir ceza vereceğin diyor . Babaannemin annesi. Al kıza o zaman diyor ki; beni bırak yedi sülalenin çaputunun vardığı yere varmayacağım. Ondan sonra babaannemin annesi al kızını bırakmış. Ahırda da çok görünürmüş al kızı ata çok biner- miş. Varırlarmış ki dana at terin suyun içinde kalmış. Ondan sonra tövbe etmiş al kızı. Bir daha yaklaşmamış bize. Şimdi her doğum yapan kadına benim bir elbisenim parçasının götürürler. Çocuğun kundağına bağlarlar. Loğusa kadınlar kendi yastıklarına bağlarlar. Ya da örtümü götürürler bellerine bağlarlar. Benim çaputum karşılığı töresini verirler. Ya para, ya da yumurta verirler.” (Alaca, Alacahöyük Beldesi) “On gün mü on beş gün mü bilmiyorum loğusalığa yatmışım. Biri geldi dedi ki; -Kapıyı aç Ben de Dedim ki; - Kapıyı açmam sen alsın beni basacaksın

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2