Genel Konular
255 Gündelik Hayatta Ötekinin İnşası: İzmir Metrosu Karikatürleri Örneği Genel Konular 2.2.6. İmdat Freni Çekildiği Zaman, Tren Bir Sonraki İstasyonda Durur Bu karikatürdeki belirtisel gösterge, gösteren pozisyonundaki gencin korkmuş bir yüz ifa- desiyle treni durdurmak için ayağıyla fren yapmaya çalışmasıdır. 3. Karikatürlerdeki İkili Yapı Göstergebilimi, yapısalcılığın bir şeklidir ve dışsal, evrensel bir gerçekliğin varlığını red- detmemekle beraber, insanların bu gerçekliğe kültürel bakış açılarından soyutlanarak ulaşama- yacaklarını savunur. Dolayısıyla yapısalcının görevi dünyanın ne olduğunu değil, insanların bu dünyayı nasıl anlamlandırdığını keşfetmektir. Yine bu bağlamda bilimsel ve nihai bir doğrunun varlığını reddeder (Fiske 1996: 151). C. Lévi-Strauss’a göre “bir sistem içinde kavramsal kategoriler inşa etmek, anlam yarat- masının özüdür ve bu sürecin kalbinde ikili karşıtlık (binary opposition) diye nitelendirdiği bir yapı vardır” (Fiske 1996: 152-153). Bu bağlamda ikili karşıtlıkların inşası temel, evrensel anlamlandır- ma sürecidir. Lévi-Strauss bunun fizyolojik olarak beynin “açık-kapalı” biçimindeki basit karşıt- lıklarla işlemesi sebebiyle, insan beyninin işlemesinden kaynaklandığını öne sürer (Fiske 1996: 155). Ancak doğa buna uymaz. Tabiat, kesin kategorilerden çok mukayese edilebilen bir sürekli- lik göstermektedir. Örneğin aydınlık ile karanlık birbirinden kesin çizgilerle ayrılamaz. Bu noktada alacakaranlık veya şafak vakti ikili karşıtlıklara karşı koyan yapılardır. Bu yapılara Lévi-Strauss “kural dışı kategoriler” adını vererek özel bir önem atfeder. Çünkü bu kategoriler özelliklerini iki karşıt kategoriden de aldıklarından çok fazla anlamla yüklü ve kavramsal olarak çok güçlüdürler. Bu sebeple bir kültürün temel anlamlandırma yapılarına güçlü bir şekilde karşı koyarlar. Bu se- beple bu tip kategoriler, “tabu” ve “kutsal” olarak düzenlenirler. Bu kategoriler, iki kaynaktan -doğa ve kültür- ortaya çıkarlar. Doğa, kültürün kabul ettirmeye çalıştığı kategorileştirmeye devamlı karşı koyar (Fiske 1996: 154). “Lévi-Strauss, tüm toplumların anlamlı hâle getirmeye çalıştığı en önemli sınırın doğa ve kültür arasındaki sınır olduğuna inanmıştı” (Fiske 1996: 158). Burada birbiriyle çelişik iki ha-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2