Halkbiliminde Yeni Paradigmalar Bağlamında İnternet Folkloru

124 Prof. Dr. Özkul ÇOBANOĞLU T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı kişinin sosyal hayatını düzenleyip yaşaması olgusu da internet ortamında aynen devam etmekte ve pek çok insan sosyal hayatını oluşturup düzenlerken internet ortamından yararlanmaktadır. Birey internette de diğer insanlarla birlikte onlarla konuşup düşünmekte, eğlenmekte, eğitip eği- timlenmekte, eylem ve söylem geliştirip hayata ve insana karşı tavır almaktadır. Herkese açık bir bilgi kaynağı ve deposu olmasının ötesinde internet, gündelik haberlerden, hava durumuna, doğrudan doğruya bir kişiyle gerçekleşen sohbete ya da “siber dünyanın halkı”ndan (Bronner, 2009: 22) pek çok insanla iletişim ve etkileşime geçilen daha şimdiden hayatımızın önemli bir parçasına dönüşmüştür. Bu bağlamda, internetle kolaylaşan ve onun yönettiği iletişimde “folklor” aynen gerçek hayatta olduğu gibi onunla birlikte ortaya çıktı. Bir başka ifadeyle, insan -internette karşılıklı ola- rak iletişim kuran insanların davranışları- gerçek hayatta olduğundan çok farklı olmadı ve bu nedenle de internetin başlangıcından itibaren “folklor” orada yer aldı. Asıl zaman alıcı “folklor”un başlangıcından itibaren internette olmasına rağmen belli başlı akademik folklor otoritelerinin onu tanıyıp tanımlama da biraz ağır davranmış olmalarıdır 3 . 1990’lı yıllarda “internet folkloru”nu ya da “internet kültürü”nü çalışan nerdeyse birkaç kişidir. Öte yandan, Antropoloji, Sosyoloji, İletişim gibi yakın diğer ilim dalları internete başlangıcından itibaren büyük bir yakınlık ve dikkat gösterir- ler ve pek çok farklı sosyal-kültürel açıdan ele alıp çalışmaya başlamışlardır. Halkbilimcilerin bu alanı bir araştırma sahası olarak ele alıp incelemeleri neredeyse 20 yıla (Blank, 2009) yaklaşır. Gelinen nokta, internet’in geleneğin oluşmasına imkân sağlayan (facilitates), oluşmuş olanının yayılmasına aracılık eden (mediates) ve bütün bunları üreten (produces) olması (Bronner, 2009: 25) halidir. Dahası, artık “internet folkloru” çalışan halkbilimciler, internet veya bilgisayarla uğra- şanları kısaca “dijtal dünyada yaşayanları” doğum ve dijital teknolojiyle karşılaşma ve öğrenme yıllarını dikkate alarak “yerli dijitalist” (dijital native) veya “göçmen dititalist” (dijital immigrants) olarak adlandırmaktadır. Bu bağlamda, vaktiyle nasıl ki “yüz yüze iletişim” yerini yazılı ve basılı medya yoluyla yaymaya yönelmişse, Blank’a göre (2009b) “internet” aynı şekilde - yazılı basın-yayın gibi- bir çoğaltma ve çoğaltılanı geniş kitlelere yayma yoludur. Bu yayılım yoluyla elde edilen iletişim biçimine göre tıpkı- sözlü-ve yazılı iletişim gibi “sanal” ya da “dijital iletişim- yoluyla da folklor meydana getirilebilir ve yayılabilir- bu yolla iletişilebilir. Dahası bunların tamamı da halkbilimsel bir araştırmanın konusunu oluşturabilir. Ancak, Trevor Blank’ın yıllar önce (2009b) dikkati çektiği gibi internette yer alan her şey folklor değildir ve her ne olursa olsun bunlarla ilgili yapılacak her çalışma da halkbilimsel bir çalışma değildir. Özellikle, “kitlesel kültür”ün (mass culture) ürünlerinin internet folkloruyla karıştırılmamasına dikkat edilmelidir. Aynı şekilde konu ele alınıp değerlendi- rilirken Halkbilimiyle antropoloji, sosyoloji, kadın çalışmaları, iletişim araştırmaları gibi yakın bilim dalları ve disiplinleriyle, disiplinler arası çalışmalar çağında da aynı terminolojiyi ve bakış açısını kullanmamızın doğru olmadığına, Halkbilimsel terminoloji ve bakış açılarına sahip çıkmamızın olmazsa olmaz gereği konuyla ilgili olarak yazan pek çok halkbilimcinin evrensel uyarısı olduğuna dikkatinizi çekerek ve uyarıları dikkate almamızı temenni ederek sözlerimi sonlandırıyorum. 3 Hiç şüphesiz diğer genellemeler gib bunun da istisnaları vardır. Alan Dundes’in bilgisayarlar ve folklorun yayılması bağlamında Simon Bronner’in (2009) tespitlerine göre “1970’lerde konuyu ilk ele alan” halkbilimcilerin başında yer alır. Daha fazla bilgi için bkz. (Dundes 1980; Bronner 2009).

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx