Konya İlinde ‘‘Yenge Olma’’ Ritüeli
179 Konya İlinde ‘‘Yenge Olma’’ Ritüeli Tahmin edileceği üzere muhafazakâr Türk toplumlarında kadın ve erkeğin evlenmeden önceden görüşmesi hem dinen hem de toplumun gelenekleri açısından uygun değildir. Düğün gününe kadar görüşmeyen bu iki insan, süreç içerisinde birbirlerini sadece birkaç vesikalık fo- toğraf ile tanımaktadır. Bu ritüelin ilk amacı da burada görülmektedir. Daha önce hiç tanışma şansı olmayan kadın ve erkek arasında -özellikle ilk gecede- olası bir tartışmayı, huzursuzluğu ve anlaşmazlığı gidermek amacıyla yapılmaktadır. Seçilmiş üyeler evlilik tecrübesini yaşamış ve ilk gece kavramını öğrenmiş kişilerdir. Anne karnındaki bebeğin dokunarak kendisini duygusal do- yuma ulaştırması gibi bu gecede de amaç, oluşabilecek ten uyuşmazlığını ortadan kaldırmaktır. Yapılan derleme sonucu bize; kaynak kişilerin eşlerini daha önce tanımadıklarını ve bu yüzden tedirginlik yaşadıklarını, bunun için de böyle bir ritüelin ortaya çıktığını göstermektedir. Derlemedeki kaynak kişiler, bu ritüeli bizzat yaşamış ve ritüelin üzerlerinde bıraktığı etkiyi doğrudan aktarmış kişilerdir. Derleme sırasında dikkat çeken ilk durum; yenge olacak kişilerin özellikle damadın ailesinden seçilmiş olmasıdır. Ataerkil toplum yapısı, bu kişilerin damadın ai- lesini yakından tanıması ve ilk gecenin gelinin ailesi için namahrem olma düşüncesi, bu duruma sebep olarak gösterilmektedir. Diğer yandan yenge olacak kişilerin gelin tarafından olması çevre tarafından ayıplanmaktadır. Ailede varsa eğer dayı/amca/ağabey eşi gelinin yanında belirli bir süre durduktan sonra yanından ayrılmak zorundadır. Çünkü gelinin o gece yaşayacakları az çok tahmin edilmektedir ve bu durumun da gelinin ailesi tarafından bilinmesi uygun değildir. Kaynak kişi Tuğba Hanım’a göre bu ritüel esnasında kendi ailesinden insanların olması ihtimali onun için daha rahatlatıcı bir durumdur. Utangaç ve heyecanlı olan kadın için o gece, ruhsal anlamda oldukça sancılı bir süreçtir. Haklı olarak da ya- nında tanıdığı insanların olmasını istemektedir. Ancak kaynak kişilerin genel ifadesinde bu gece, kendileri ve aileleri için utanç verici bir gecedir. Kaynak kişilerin ifadesine göre yenge olmuş kişiler, tecrübeli ve bilirkişi olmak durumun- dadır. Daha önce evlilik deneyimini yaşamış ve yaşı daha büyük olan kadınların tercih edilmesi uygun görülmüştür. Ritüelin ilk aşamasında yengeler, gelin ve damat tarafından ellerinin öpülme- sini ister. Bu eylemden sonra ‘‘elimiz parladı’’ diyerek sevindikleri ve gururlandıkları görülmüştür. Yengeler, bu esnada gelinin elinden bir şey almak/yemek/içmek sevap ve şifadır, düşüncesiyle gelinin bir şeyler ikram etmesini veya hediye etmesini beklemektedir. Kaynak kişilerin ifadesine göre, kendilerinden kahve yapmaları istenir. Hediye olarak ise çoğunlukla havlu verilmektedir. Gelinin annesi tarafından hazırlanan hediyelik havlular, gelin tarafından yengelere hediye edil- miştir. Ertesi gün, yengelerin bekâret kanının bulunduğu beze bakmaları ve o bezin de özellikle ayrı bir bez içinde sarılı olması gerekmektedir. Bazen yatak odasının bir köşesine, bazen de pencerenin demirine asıldığı görülmüştür. Bu bez kaynak kişilerce ‘‘hasta bezi’’ olarak tarif edil- mektedir. Kaynak kişiler; bekâret kanının bulunduğu bezin kendilerine anneleri tarafından, daha önce bu tecrübeyi yaşamış bir akrabası aracılığıyla verildiğini ve bu bezin oldukça süslü bir örtü içinde olduğunu dile getirmiştir. Annenin edilgen konumda olduğu düşünülse de, bu gecenin ne kadar önemli olduğunu bilmekte ve ona göre hareket etmektedir. Kaynak kişilere göre bekâret olgusu kendileri için birer gurur kaynağıdır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx