Kosova Türk Hikâyesinde Manevi Kültür Taşıyıcısı Olarak Anne Tipi
86 Yrd. Doç. Dr. Elsev BRİNA LOPAR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı - Elbette olur oğlum. Niye olmasın? Sen çalıştıktan sonra! ... Salim anasının yanaklarını öpmekten kendini alamadı. Bir yandan da sevinçle söyleni- yordu: - Ah, ana!... O kadar mutluyum ki! Ne desem anlatamam! ...” (Hanadan, 1998: 18) Eserde Remziye Hanım eşi ve oğlu ile münasebetleri çerçevesinde ele alınmıştır. Anne olarak dertli görünen oğluna sahip çıkmakta kararlıdır. Bunu da oğluna açıkça ifade eder: “Anası her gün tarladaki oğluna yemek götürür. O gün yine oğluna yiyecek götürmek için yola koyulur. Tarlaya vardığında oğlunu düşünceli gören Remziye kadın, oğlunun derdini az çok biliyorsa da yine de neyi olduğunu sorar. Salim’in artık konuşacak gücü kalmamıştır. Traktör sü- rülen komşunun tarlasını gösterir. Anası Remziye kadın oğluna merak etmemesini, bu konu için babasını razı edeceğini söyler” (Hanadan, 1998: 21) Remziye’nin traktörün alınması için Yakup Ağa’nın ikna olmasında büyük payı vardır. Her zaman Yakup Ağanın karşısında oğlunu kollamış, onun isteklerini yapabilmek için çabalamıştır: “Avlu kapınsa vardığında kendisini uğurlamak için yanına varan karısına döndü. Şaka kabilinden: - Sen de oğlanı destekliyorsun galiba? diye söylendi. Karısı ne diyeceğini bilemedi bir süre. Yüzünü acı bir tebessüm sardı. Titrek bir sesle: - Tek oğlumuz o, dedi bir deri bir kemik kaldı zavallı kızgın güneş altında çift süre süre: Acıyorum oğlana!... Sözlerini bitirir bitirmez vücudunu kocasının kucağına yasladı. Gözyaşları çıkmıştı. Yakup Ağa kendine güvenen sesiyle: - Hadi hadi üzme kendini, dedi. Kuşluk için iyi bir şeyler hazırlamaya bak. Dönünce karnım epey acıkır herhalde…” (Hanadan, 1998: 29) Hanadan’ın “ Yıldızlı Ev ” hikâye kitabında yer alan “Ayrılık” isimli hikâyesinde Türkiye’ye göç eden Oğuz ve ailesinin komşuları ve çevresindekilerden hüzünlü ayrılık hikâyesi ben-an- latıcının ağzından anlatılmaktadır. Sabah erken uyanan Deniz, dedesi ve annesinin Oğuz’u ve ailesini yolcu etmeye gitmişlerdir. Oğuz’un bir çoban köpeği olan Karabaşa verdiği sözden dolayı doğduğu yerden ayrılmak istemez, daha sonra tam vedalaşacakları zamanda ortalıktan kaybolur, onu Deniz Karabaş’ın yanında bulur. Birbirlerini unutmayacaklarına söz verirler ve hüzünlü bir ayrılık yaşarlar. Hikâyede kadın karakterler, Deniz’in annesi, Oğuz’un annesi ve Oğuz’un ninesi olarak yer alır. Deniz’in annesi komşuluk ilişkilerini anlatmak için hikâyeye yerleştirilmiş bir kadın tipidir. Eserde, çok yakın komşusunun Türkiye’ye göç etmesine gönlü razı olamayan buna üzülen bir anne tipindedir, bundan sonra bir daha komşusuyla görüşemeyeceğinden endişelenir:
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx