Masal Anlatıcılarının Bilinçaltlarında Adalet Kavramı

292 Prof. Dr. Mehmet Naci ÖNAL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı göstermemesi konusunda uyarır. Keloğlan Köse’nin öğrettiği hünerleri öğrenmemiş gibi yapar. Don değiştirme yanışlarıyla devam eden masalda, Keloğlan sırasıyla tazı, koç, at kılığında don değiştirip avcılara yardımcı olur ve anasına çok para kazandırır. İkinci aşamada Köse’ye karşı Alicengiz oyunuyla yarışacaktır. Köse atmaca, Keloğlan güvercin kılığına girer. Atmaca, güvercini tam yakalayacakken güvercin pembe güle dönüşür. Padişahın kızı gülü yakasına takar. Kız gülü Köse’ye vermeyince olay padişahın huzuruna kadar intikal eder. Kız gülü Köse’ye verecekken gül darıya dönüşüp yerlere saçılır. Köse tavuk ve birkaç civciv olup darıları yemeye başlar. Köse tam asıl darıyı yiyecekken darı tilkiye dönüşüp tavuğu ve civcivleri yer. Keloğlan padişaha annesine verdiği sözü hatırlatıp kızını ister. Padişah kızını keloğlanla evlendirir (Dursun 2008: 56-59). 5. “Keloğlan Hindistan Yolunda” adlı EB 256 AaTh 302 I numaralı masal: Bu masalda Keloğlan padişahın kızına talip olur. Keloğlan ticaret yapıp para kazanarak kendini ispat eder. Padişahın oğlunun sevdiği kız, peri kızları tarafından kaçılırmıştır. Keloğlan kuyu içinden kayıp kızı bulur ve peri kızlarının elinden kurtarır. Kızın verdiği narlardan mücev- herler çıkar. Padişah, oğlunun sevdiği kızı kurtaran Keloğlan’ı vezir yapar (Dursun 2008: 86-88). Yukarıdaki iki masal yöneten yönetilen ilişkisiyle ilgilidir. Keloğlan padişahın kızını nasıl alır? İnsanlık tarihinde alt sınıf ve üst sınıf arasındaki evliliklere neredeyse rastlanmaz. Keloğlan olmaz bir işe talip olmuştur. “Davul dengi dengine” bir atasözünden çok, sosyal bir kanundur. İnsanlık tarihi içinde sınıflar vardır ve bu sınıfların kendi içlerinde evlilikleri söz konusudur. Ast ve üst sınıflar arasında bir evlilik yoktur 4 . Eski dünyada soylu olanlar ve halk vardır. Yönetici olan 4  Çin tarihinde yönetici gücünü “göğün vek â leti” bağlamında tanrıdan alması onun soyluğunun işareti sa- yılır. Başkent imparatorun ve soyluların oturduğu bölgedir (Bıçak 2004: 245). Tanrı soylu olmak ve yönetimin başında olmakla, aradan geçen bunca zaman arasındaki değişim ve yönetim dönüşümü insan düşüncesinin hayaller üzerinden adalet peşinde koşması sayesinde mümkün olmuştur. Türklerin tarih öncesi döneminin izlerini, Türk destanlarından öğreniriz. Soya dayalı yönetim biçimi, Oğuz Ka- ğan destanında görüldüğü üzere kut anlayışı ile söz konusudur. Türklerde İÖ dönemde yönetim erki tanrıya dayandırılıp kut sahibi bir soya ve böylece han soyunda bağlama gayretleri içinde sürdürülürken bu hiyerar- şinin sert olmadığı bilinmelidir. Yeteneklerine veya marifetlerine göre, sınıflar arası geçişlerin olabildiği bir yönetim düzeni vardır (Önal 2009: 57-72). Selçuklulara adını veren Selçuk Bey’in başından geçenler, kendi sınıfını aşan bir gerçeği anlatır. Selçuk Bey, yabgunun (boy beyi veya hükümdar) yanında yetişir. Babasının yerine Oğuzların sü-başı (ordu komutanı) olur. Hükümdar ailesiyle yaşanan bir anlaşmazlık sonucu, 960 yılında Müslümanların yoğun olduğu Ceyhun ırmağının sol kıyısındaki Cend şehrine gider. Burada Müslüman olur ve etraftaki Müslüman ahaliyle birlikte önce vergi vermez, sonra kendini yabgu ilan eder, Samaniler tarafından tanınan bir devlet kurar. Selçuk Bey hükümdar ailesinin ilahi soyuna mensup olmayıp kendi gayretiyle bir hükümdar olur (Kafesoğlu 1993: X, 335). Tarih içinde insanlar kendi geçmişlerini, kutsala kadar götürüp, halde kendilerine bir üstünlük sağlama gay- retinde olmuşlardır. Ebu’l Gazi Bahadır Han’ın “Seçere-i Terakime” adlı eserinde soyun dayandırıldığı boylar sayılırken Oğuz Kağan’a oradan Adem peygambere kadar uzanır. Timur’un seceresinin Cengiz Han soyuna çıkarıldığı ve bunun tartışmalı olduğu, secere geleneğinde soylu bir hükümdara gönderme gayretleri görülür. Timur’un Saray Mülk Hanım’la evlenerek Han soyundan gelen hanımı üzerinden “Küregan” (han güveyi) unvanını taşıma hakkı kazandığı, bu unvanla bölgedeki gücünü artırdığı, halk arasında birliği sağlayan bir statüye sahip olduğu bilinir ( Şimşirgil 2017: 59). Soya, asabiyete bağlı yürütülen sistemi İslam tarihinde Kureyşilik fikri ile Arap kökenliler dışında olanlar dış- lanır. “Adalet” kavramı yönetimin kaynağı olması adına, çeşitli isyanlarla karşılaşılır. Ümmet içinde adil olma, hayati önem taşır. Hâmililik sorununun aşılması için Kureyşilik sorun oluşturmuştur (Fazlıoğlu 2017: 184- 185). Köle ve efendi kavramları bağlamında arazi rejimi örneğinde, Emevi halifesi Muaviye’nin arazisinde,

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2