Masal Anlatıcılarının Bilinçaltlarında Adalet Kavramı

297 Masal Anlatıcılarının Bilinçaltlarında Adalet Kavramı Türk Halk Edebiyatı Hiç bir anne ve baba çocuklarına başlarından geçen olumsuz olayları paylaşmak istemez. Toplum da aynı yolu tercih eder. Toplumsal felaketler, yıkımlar unutulmaz ama olumsuz tarafla- rından çok, içlerinden dersler çıkartılıp umutlu bir gelecek inşa edilmek istenir. Çocuklar masal çağından çıktıktan sonra, keşiflerini kendileri yapıp yaşamın içindeki olumsuzluklarla karşılaşırlar. Tam bu sırada akıllarında olmayan derinlerde öğrenilmiş cevher bir sezgiyle çözüm üretirler. Gör- medikleri, bilmedikleri engellerin motive gücünü, içlerinde hissederler. Çözümsüzlüğün mümkün olmadığı, olağanüstü hallerin bile üstesinden gelinebileceği öğretilmiştir. Bilinçaltında bilinmeden yaşanan bir gerçeklik vardır. İç insan ile hal insan arasındaki gidiş gelişler, ancak örnek evre- ninden alınan mukayeselerle mümkün olur. Örnek evren iç insanın bilinçaltındaki “ben”indedir. Bilinmeyen, çok uzaklarda kalmış, içinden birtakım sonuçlar çıkarılmış, hayal meyal anlatıların mutlu biten sonları, insanlığı umuda olan yolcuğunda yalnız bırakmazlar, onları motive ederler. İçeriden seslenen bir benlik masalın kahramanı olmayı özleyen insanın ileri yaşlarda eline geçir- diği bir fırsat olabilir. İçinde engellerin olduğu bir yaşam, tam da bilinçaltından bilince umut üretir. Sabır, aklı kullanma, vazgeçmeme ve en sonunda adaletin tecelli edeceği bir gelecek içindir. Her şey sonunda gerçekleşecek olan haklılık ve adalet için olacak, bunu için umutlar yeşertmeye, mücadele etmeye değecektir. Masallarda en çok görülen engeller: çaresizlik, entrika, korku, dev, hileli iş, istismar, sin- silik, talihsizlik, kasıtlı kötülük, yanlış anlaşılma, imkânsızlık, çaresizlik, ölüm vb. ise, engellerin aşılması: hünerle, sabırla, uzaklaşmayla, aracı kişilerle, aklı kullanmayla olasıdır (Önal 2006: 183-197). Yoksunluk, öfke, aşk, kin, kuşku gibi öne çıkan kıskançlık veya çekememezlik durum- ları masal dünyasında sezdirilerek gösterilir. Bir gün masal kahramanın kendisi olma ihtimaline karşı, hazırlık yaptırılır. Bireysel veya toplumsal birtakım marazi işler, olağan ve olağanüstü evren üzerinden kişinin bilincine taşınır. Masal genel olanın, bilinenin ötesindedir. Olmaz işlerin olduğu bir evrene insanlığın her zaman ihtiyacı olmuştur. Küçüklerin kocamanları yendiği bir evren vardır. (Önal 2015: 279-302) Zümrüdü Anka masalında olduğu gibi kimi masal kahramanları yeraltına inip oradaki düzeni sağ- lar, haksızlığı giderir. Bütün varlıkların iç içe yaşadığı bir dünya, olmayanların olanlarla buluştuğu bir yaşam, gözler önünde hayalen var edilir. Bu hayaller yeni hayallerin mayası, çekirdeği, haznesi olur. Bilinen her şey bir süre sonra unutulur. Unutulanlar aslında ve gerçekte unutulmazlar. Kendi evrenimizin derinliklerinde bir yerlerde hep vardırlar. Kimi zaman uyarılırlar ve bilince taşınırlar, kimi zaman sadece öğrenilmiş sonuçları tetikleyici olurlar. Bilincin ötesinde yaşayan “ben” geç- mişin birikimlerini “an” içinde çoğu zaman bilmeden yaşatır. İnatçılığın, irade etmenin, savaşçı tavırlar sergilemenin, sabırlı olmanın, duyarlı olmanın, azmin arkasında (burçlar değil) masalın derin öğretileri vardır. Derin yapıda ruh sağlığının sağlam bir zemin oluşturması hayali olanla başlar. Masalın sö- zel evreninde, mitik çağlardaki çocuğun dünyasında, işitilen her şey gerçek gibi algılanır. Gerçek dünyayla masal dünyası arasındaki doğru ve yanlış, halkı ve haksız kavramları, iyi ve kötünün mücadeleleri izlenir. Kötü hiçbir zaman masal kahramanı olamaz. İyi olan her zaman başarır ve kazanır. Başarıların arkasında ister olağan ister olağanüstü unsurlar olsun, masal mutlu sonla biter. Mutlu olmak için, hak yerini bulur, bireyin vicdanı kamu vicdanıyla birlikte rahatlar. Mitik düşünen çocuğun temel öğretisi mutlu sonun içinde saklıdır: adalet duygusu.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2