Müzik, Oyun ve Eğlence- Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Çalışmaları

457 KARAGÖZ’Ü NASIL YAŞATIRIZ? Fehime Nihal KUYUMCU Giriş: Karagöz bilindiği üzere bir gölge oyunudur. Bir aydınlatma kaynağı ile yarı saydam bir per- deden yararlanılarak, yine bu perdenin önünde ya da gerisinde, iki boyutlu saydam ya da saydam olmayan tasvirlerin oynatılmasıdır. Kökeni ile ilgili çok çeşitli görüşler kaynaklarda yer almaktadır. Orta Asya, Batı Avrupa, İslam ve Anadolu kültürü gibi çeşitli kültürlerin etkisiyle bir senteze ula- şarak Osmanlı Türkiye’sinde özgün kimliğini almıştır (Tekerek, 2001, s.15). Zıll-i Hayal (hayal gölgesi) Hayal-i zıl (gölge hayali), Hayal-el Sitare (perde hayali) gibi isimlerle bilinip XVII. yüzyılda Karagöz adıyla anılmaya başlamıştır. Karagözde güldürü söz ve hareketlerle sağlanır. Olaylar, komik öğeler öne çıkarılarak konular işlenir. Kelime oyunları, çifte anlamlar, kinaye, çene yarıştırmaları, anlamsız diyaloglar, abartmalar, şive taklitleri belli başlı güldürü öğeleridir ve konulara genellikle mizahi yanı ile yaklaşılır. Oyunlarda hoşgörü ve barış temel düşünceyi oluşturmakta, tipler ise bu anlayış içinde oyunda yer almaktadır. Karagöz’de eleştiri, hiciv yoğun olarak yer alır, ancak bu hiciv ve eleştiri kişiler üzerinden değil olaylar üzerin- den yapılır (Göl,2008, s.15). Türk seyirlik sanatları içinde önemli bir yere sahip bulunan Karagöz oyunu, XVI. yüzyıldan sonraki gelişme ve olgunlaşma sürecini İstanbul’da gerçekleştirmiştir. Buradan başka ülkelere de yayılan oyun, yüzyıllar boyunca Türk eğlence kültürünün vazgeçilmez unsurları arasında yer al- mıştır. Osmanlı döneminde sarayda, konaklarda, kahvehanelerde ve açık alanlarda sergilenmiş, böylece geniş kitleler tarafından kabul görmüştür (Düzgün,2010,s.25). Metin And, konuyla ilgili kitap ve makalelerinde efsane ve rivayetleri, başta Evliya Çelebi olmak üzere yerli ve yabancı gezginlerin izlenimlerini ve diğer tarihsel belgeleri ayrıntılı bir biçim-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2