Müzik, Oyun ve Eğlence- Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Çalışmaları
479 Yörük Kültüründe Meydana Gelen Değişmeler Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Çalışmaları kanunlar koyan, göçebelik yaşantısından şehir hayatına geçerek kültür ve medeniyetini ileriye taşıyan bir millet olduğunu ifade eder (Kafesoğlu, 2005: 32-35). Eröz, konargöçer yaşam tarzını sürdüren grupları iki şekilde sınıflandırır. Bunlardan bi- rincisine ‘Tam göçebelik’ ismini vermekte ve bunun da kendi içinde ‘yatay göçebelik’ ve ‘dikey göçebelik’ olarak ikiye ayrıldığını belirtmektedir. Yatay göçebelik daha çok uzak mesafeler ara- sında gerçekleşen, genellikle Arap yarımadasında ve Kuzey Afrika’da deve yetiştiriciliğiyle ge- çinen bedevilerin ya da kabilelerin yaşam tarzını ifade eden bir kavramdır. Bunlar genellikle çöl şartlarında yaşayan gruplardır. Aralarında şehir ve kasaba gibi yerleşim yerlerine yakın yaşa- yanlar da bulunmaktadır ki bunlar da geçimlerini kısmen deve yetiştiriciliği ama daha çok koyun yetiştiriciliğiyle sağlarlar. Dikey göçebelik aynı zamanda ‘Dağ göçebeliği’ olarak da isimlendirilir. Yıl içinde mevsimlere bağlı olarak yapılan, döngüsel türdeki bu göçebelik yaylak-kışlak göçebeliği şeklinde uygulanır. Yazları yüksek dağlar üzerindeki yaylalara, otlaklara, kışları ise kışlalara göç etmek suretiyle devam eder. Daha çok Orta Asya, İran, Anadolu Türk Göçebeliği bu göçebelik tarzındadır. Eröz’ün sınıflandırmasının ikinci türünü ‘Yarı göçebelik’ oluşturur ki, Yörük göçebeliği bu sınıflandırma içinde yer alır. O’na göre yarı göçebelik ya da Yörük göçebeliği göçebelikten yerleşik hayata geçişte ortaya çıkan ara tiptir. Kışı köylerde çadır yerine coğrafi konuma ve ekolojik şartlara bağlı olarak ağaç, taş, tuğla, saz vs. evlerde geçirip ziraat yaparlar. Göçebelerin tarımsal üretimi çoğunlukla hayvancılıkla beraber yaptıkları hububat üretimidir. Yazın da hayvan- larını alıp yaylalara çıkarlar, çadırda otururlar. Orta Asya’daki Türk aşiretlerinin önemli bir kısmı, İran’daki Kaşgailer ve Türkmenler, Anadolu Yörüklerinin büyük çoğunluğu, Fars ve Kürt Aşiretleri, Kafkas ve Atlas memleketlerindeki yarı göçebeler bu tipe girer (Eröz, 1991: 71,72). Yörükler ve Yörük Kültürü Her toplumun ve hatta toplumsal grubun kendisini benzerlerinden ayırt edici özellikleri bulunmaktadır. Kültür kavramıyla tanımlanan bu ayırt edici özellikler, zaman ve mekân koşulları- na göre bir kısmıyla potansiyel kalsa bile eylemsel ilişkilere akseden kısmıyla gündelik yaşamın ihtiyaçlarını karşılar ve her toplumsal birimin hem fiziki çevreyle hem de sosyal çevreyle ilişkilerini düzenleyerek onların yaşam tarzlarını oluşturur. Çalışmanın konusu olan Yörük gruplarını da diğer konargöçer gruplardan ayırt etmek bu bakış açısının önemli olduğunu söyleyebiliriz. Genel- likle sosyal örgütlenme şekli ve ekonomik meşguliyetler gibi bir grubu makro düzeyde betimleyici kıstaslar, çeşitli gruplar arasındaki farklılıklardan ziyade genel benzerlikleri ortaya koymaktan öteye bir sonuç vermemektedir. Örneğin Eröz, Yörüklerin konargöçerlik dairesi içinde yer alan göçebe yaşantısını sadece göçebelik ve buna bağlı olarak oluşan sosyal teşkilat ve ekonomik za- ruretin sonuçları ile açıklamanın Yörük yaşam biçimini açıklamada yetersiz kaldığını söyleyerek bu duruma işaret etmektedir (Eröz, 1991: 77). Yörüklerin görünür yaşam tarzını oluşturan konargöçerliğin Bozkır Kültürü’nün yaşamsal zorunluluklarından kaynaklanan bir alışkanlığın kalıntısı olarak düşünmek de gerekir. Örneğin Fransız gezgin ve oryantalist Léon Cahun Yörükleri de dâhil ettiği konargöçer gruplarla ilgili göz- lemlerini yorumlarken; göçebelerin coğrafi koşullar gereği göçebe yaşantısı yaşadığını, yerleşik hayat imkânı ortaya çıktığında da derhal göçebeliği bırakarak yerleşik yaşama geçtiklerini ifade eder (akt. Gökalp, 1995: 14). Bu, belki genel eğilim olarak doğrudur ancak “yörük gruplarının” buna uymadığını düşünen Gökalp, Bilge Kağan ve kayınbabası arasında geçen bir diyaloğa atıfta bulunur:
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2