Müzik, Oyun ve Eğlence- Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Çalışmaları

48 Prof. Dr. Nilgün ÇIBLAK COŞKUN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı olması, insanlarının sosyokültürel anlamda kendi içine kapanmasına ve kültürel değerlerin köyde geçmişte olduğu gibi yaşatılmasına zemin hazırlamıştır. Köyde deve botlatması oyununun yanın- da “küttü, kızgın taş, saya gezme” gibi seyirlik oyunların yakın zamanımıza kadar tüm canlılığıyla yaşatıldığı görülmektedir (Yıldırım, 1987: 11). Mut’un Hacıahmetli Köyü de bağlı bulunduğu ilçenin yaklaşık 16 km doğusunda, dağlık bir alanda kurulmuştur. Çukurbağ köyü ile arası yaklaşık 4-5 km›dir. Köylülerin önemli geçim kayna- ğı, küçükbaş hayvancılıktır. Bununla birlikte Çukurbağ köylüleri gibi içlerinden bazısı bağ-bahçe işleriyle de uğraşmaktadır. Köydeki hane sayısı 130 civarındadır, ancak çalışmak amacıyla pek çok aile köyden ayrılmak durumunda kalmıştır. Köyde ilkokul olmakla birlikte okul çağı gelen çocuklar taşımalı sistemle Mut›a gitmektedir. Köylülerin deve botlatması oyununun yanı sıra köş- ker ve arap oyunlarını da oynadıkları tespit edilmiştir. Yerleşik hayata geçmeden evvel konar-göçer yaşam tarzını sürdürmüş söz konusu iki köyün öne çıkan özellikleri gelenek ve göreneklerine bağlılıklarıdır. Bu köylerden tespit ettiğimiz deve botlatması ve âşuk-mâşuk oyunu, köy sınırlarını aşarak Silifke’deki narenciye ve çeşitli kül- tür festivallerine de taşınarak icra ortamını genişletmiş, diğer taraftan bu süreçte oyunlarda bazı değişimler de meydana gelmiştir. 1.1. Deve Botlatması (Bortlatması) Deve botlatması oyununda, konar-göçer yaşam tarzının izleri belirgin şekilde kendini his- settirmektedir. Oyun, içerik bakımından Toroslarda yaşayan konargöçerlerin, göç serüvenini, göç esnasında develerinin yavrulamasını, bu olayın obada yarattığı sevinci anlatır. Konar-göçer yaşam tarzının vazgeçilmez unsuru konumundaki deve ve onun yavrulama- sı, bu olayın oba halkı üzerinde yarattığı mutluluk komik ve mizahi yolla işlenmektedir. Mizahi yollu diyaloglarla komik unsuru yakalanırken, hayvanların yavrulamasıyla gelen bereket kutsan- makta, doğaya ve canlıya verilen önem vurgulanmaktadır. Oyun, hayvan benzetmecesine dayalı bir seyirlik oyundur. Ritüel kökenli bu oyunlar, yüz- yıllar içinde din dışı bir nitelik kazanmış, biçim ve içerik bakımından değişime uğrayarak insanların belirli zamanlarda eğlenmek ve bereketi arttırmak amacıyla oynadıkları bir oyun haline gelmiştir. Günümüzde Anadolu’nun pek çok köşesinde vahşi ve evcil hayvanları konu edinen çeşitli seyirlik oyunları vardır. Köy hayatında ya da konar-göçer yaşamında hayvana büyük değer veril- diği bilinen bir gerçektir. Köylüler, hayvanları; faydaları, zararları, özellikleri ve geleneğin getirdiği inançların kalıntıları içerisinde çok yakından tanırlar. Bu tanıma, keskin zekâlı, muhakeme ve dikkat kabiliyeti gelişmiş bazı oyuncuların, günün birinde görülmüş ve işitilmiş bir hali tekrarlama- larını kolaylaştırır. Ritüel ve genel şenlik oyunlarında rastlanan hayvanları taklit, muhtemelen bu yolla doğmuştur (Elçin, 1977: 65). Hayvan benzetmecesine dayalı bu oyunların bir kısmı belirli bir konudan ya da olaylar dizisinden yoksun olup sadece bir hayvan benzetmesine dayalı iken bir kısmı da ana kahramanı hayvan olan bir olayı sergilemektedir (And, 2003:221). Oyuncular, kurt, koyun, tilki, deve vb. hayvanların kılığına girerek o hayvanı taklit etmektedir. Bu oyunlarda, insanların yanında gerçek hayvanlar da yer alabilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2