Müzik, Oyun ve Eğlence- Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Çalışmaları

50 Prof. Dr. Nilgün ÇIBLAK COŞKUN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı deki kişi, yüzünü isle boyar, sırtına da koyu renkli bir elbise giyer, eline de siyah renkli şişirilmiş bir keçi tulumu alır. Şebek ise yüzü boyalı olmakla birlikte uzun beyaz bir elbise giyer, kolları elbisenin içinde kalır, omuz kısmına uzun bir sopa geçirir, böylelikle sağındaki ve solundakilere bu sopayla çarpar. Mut’un Hacıahmetli köyünde yaklaşık 20-25 yıl öncesinde gerçekleştirilen derleme çalış- malarında ise bu oyunun farklı oyuncularla ve içerikle biraz daha zenginleştirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Hacıahmetli’de icra edilen oyunda, yukarıda sıralanan oyunculara ilave olarak bir de zenne ilave edilmiştir. Bu rolü, kadınları ustaca taklit edebilme yeteneğine sahip bir erkek üstlenir. Üzerine bir elbise giyen bu oyuncu, kadınsı hal ve hareketleriyle izleyiciler arasındaki kadınları bile şaşırtabilecek bir taklit yeteneğine sahiptir. Oyun sırasında her müzik çaldığında meydana gelerek kadın gibi oynar. Yüzünü kömür isiyle boyayan Arap ise, tavırlarıyla zekâsı normal olma- yan bir tipi canlandırır. Elindeki siyah keçi tulumuyla arada bir güreş tutar. Oyunda ayrıca yaşlı taklidi yapan iki erkek de vardır (Hallaç, 1996: 39). Seyirlik oyunlardaki makyajın önemi büyüktür. Kullanılan malzeme köy yaşamında rahat- lıkla bulunabilecek “is, kömür, un, hamur, yün, yapağı vb.” gibi basit malzemeler olsa da oyundaki rolleri büyüktür. Öte yandan kostüm gibi makyajın da, oyun sırasında komik bir unsur yaratma gibi işlevi bulunmaktadır. Ön Hazırlıklar: Oyun için biri büyük birisi de küçük iki çadır kurulur, oyuncular bu çadırları oyun için gerekli hazırlıklarını tamamlamak için kullanır. Meydanda ateş yakılır. Ateşin diğer tarafına taş yığılarak koyak görüntüsü verilmeye çalışılır. Oyun sırasında türküleri çalmak üzere davulcu ve zurnacı da hazır vaziyettedir. Oyunun İçeriği: Büyük çadırın içinden Yörük Beyi ve ailesi çıkar. En önde kavalcı, arkasında bey, daha sonra beyin eşi, oğlu, gelini ve kızı sırtlarında heybelerle yola koyulurlar. Onları deve ve deveyi yeden çoban da eşlik eder. Kavalcı önderliğinde bu temsili göç obası, meydanda birkaç tur attık- tan sonra oba beyinin konma teklifiyle bir koyağa konup yüklerini indirirler. 1. Mut’un Çukurbağ köyündeki oyunda; göç obası konduktan sonra develerini, otlaması için çayıra bırakır. İçlerinden birisi, deveye bakmaya gider. Genellikle bu kişi, Yörük beyinin ge- lini ya da kızı olur. Bu arada deve, yerinde duramaz, yavrulayacakmış gibi hareketler edip, acı acı sesler çıkarır. Bunu gören gelin ya da kız, devenin yavrulamaya başladığını bağırarak tüm obaya haber verir. İçlerinden birisi hemen deveyi önceden hazırlanmış çadırın önüne getirir, bu esnada küçük çadırdaki yavru deve yani boduk, seyirciye gösterilmeden büyük devenin ayakları arasından geçirilir, sonrasında başı anne devenin ayakları arasından çıkıyormuş gibi yapılarak doğum anı canlandırılır. Doğumun gerçekleşmesinin ardından obada büyük bir mutluluk yaşanır. Ateşin çevresinde sofra kurulur, yemek yenilir, oba beyi destek niyetine canlı bir kişiyi kullanarak arkasına yaslanır ve tütününü tüttürür.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2