ESER ADI

15 7. 7 Osmanlı’da Müzik Tür Ve Form Özellikleri Anahtar Kelime: Peşrev, Meyan, Taksim. Geniş bir bölgeyi ve 600 yıllık bir zaman kesimini kapsayan Osmanlı İmparatorluğunda gelişen müzik sanatı birçok kol ve türlere ayrılmıştır. Osmanlı müziğinde kullanılmış olan müzik türleri bu şekillerde sınıflandırılabilir a) Genel türüne göre (dini müzik, dindışı müzik); b) İcra özelliğine göre (ses müziği, çalgı müziği); c) Kullanıldığı alana göre (askeri müzik, dini müzik, klasik müzik, halk müziği, eğlence müziği); d) İcra edildiği mekana göre (ordu müziği—saray müziği, cami müziği—tekke müziği, şehir müziği—köy müziği); e) İcra tarzına göre (usullü icra, usulsüz icra). Türk müziğinde, XV. yüzyılın ortalarında kullanılmış bir takım formlar hakkında ilk geniş bilgileri Abdülkadir Maraği’nin (1353-1435) kitaplarından ve Türk Edvarların bilinen (Kırşehri, Seydi ve diğerleri) ve bilinmeyen (anonim) yazarlarının kitaplarında bulunan kısa bilgilerden öğreniyoruz.Maraği’nin aktardığı bilgiler şunlardı:Neşidü`l Arap: Önce usulsüz olarak serbest bir tarzda Arapça bir beyt okunur. Sonra yine Arapça bir beyt usullü olarak söylenir. Bu beytler okunduktan sonra birkaç nağme daha terennüm edilir ve ikinci kısma geçilir. İkinci kısımda aynı birinci kısım gibidir ve istediği kadar beyt okunarak parçaya devam edilir. Bu form Nouruz-e Arap ve Hicaz makamında icra olunur, ritmik usülü “mühammas”dır. Basit: Arapça şiir üzerine Sakil-i Evvel, Sakil-i Sani veya Sakil-i Remel usullerinde bestelenmiş parçalardır. Pişrev (peşrev) denilen bir tarikası (saz girişi) ve Bazgeşt diye de adlandırılan bir Teşyii (nakarat) vardır. Miyanhane de(meyan) denilen Savt`a (sesle okunan kısım) gelince başka makama geçki yapılır. Nevbet-i Müretteb: dört veya beş parçadan meydana gelir.Kavl, Gazel,Terane, Früdaşt, (Mustazad). Küllü`d Durub: Arapça "usullerin tamamı" demektir. Herhangi bir usul ile başlatıp sıra ile başka usullere geçerek sonunda tekrar ilk usulle dönülmek sureti ile meydana getirilir. Bu tarz eserlerde Tarika ve Teşyi` kısımlarının bulunması şarttır. Küllü`n Negam: Arapça "nağmelerin tamamı" demektir. Bu da iki türlüdür.1. Bütün makamların, avazelerin, şu`belerin ve hatta terkiplerin sıra ile birinden ötekine geçilmek sureti ile, birarada sunulmasıdır. Buna "her şeyin toplanması" manasında "Cemmü`l Cemm" denir. 2. Bir sekizlinin içinde bulunan 17 perdenin tümünün, muhtelif yollarla değişik terkipler vasıtası ile seslendirilerek kullanılmasıdır. Darb: Bu tarzda dört usul aynı anda icra edilir. Mesela sağ el Sakil-i remel, sol el sakil-i sani sağ ayak remel sol ayak ise hezec usullerini vurur.Usul vurmayı maharet edinmiş kimseler parmakları ile çok daha fazla usulü aynı anda vurabilirler. Amel: Acemler (Doğu Türkleri) remel, muhammes, Hezec gibi kısa usullerle ve farsça sözlerle besteledikleri eserlere Amel adını verirler. Bu eserler Matla`, Cedvel, Savtü`l-vasat ve Teşyi` denen kısımlardan meydana gelirler. Nakş: Amelin Matla` ına benzer. Savtü`l-vasatı ve Teşyii yoktur. Bir gazel işlendikten sonra diğerine geçilir. Her seferinde ezgi değiştirilir. Bütün geçişlerde Matla` ile Cedvel kısımları kullanılır. Savt: Şiir, nağme ve usulün aynı anda başlayıp aynı anda bittiği terennüm gibi eklentilerin bulunmadığı eserlere bu ad verilir. Hevai: Erkekler tarafından okunan nağmelere verilen addır. Merdomzad da denir. Herkes keyfine göre istediği gibi başlar, dilediği nağmeyi yapar ve dilediği gibi bitirir. En kolay tarzdır. Pişrev: Belli bir makamda ve usulda şiir ve söz katmadan icra edilen nağmeler dizisine denir. Kıtalardan meydana gelir. Parça boyunca kıtalardan biri, zaman zaman tekrar edilir. Buna Terci-i Bend denir. Her kıtanın sonunda tekrarlanan bu kısma Ser-Bend-i Pişrev de denir. Zahme: Bir Peşrevin tekrar edilen bir bölümüne bu ad verilir. Bazan bu ezgiye bir şiir de uydurulur. Bu takdirde eser "Hevai" haline dönüşür. Murassa: Arapça, Farsça ve hatta Türkçe sözlerin bir arada kullanıldığı müzik eserleridir. Bazan fasıl diye de adlandırılır. Formların tarih içinde, çeşitli sosyo-kültürel sebeplerle değişiklikler geçirmiş olması ilgi çekicidir. Mevlevi kültüründe 16.yy. dan sonra geliştirilen ayin müziğinin form olarak sabit kalmış ve hep daha büyük bir itibarla kullanılmış olmasına rağmen, dindışı müziğinde 15-17.yy.ın

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2