Somut Olmayan Kültürel Mirasın Temsil Ve Tescili Hakkında Medyadaki Tartışmalar Üzerine Bir Değerlendirme
326 Ahmet Erman ARAL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ların kendi mirasları etrafında aşılmaz, geçirgen olmayan duvarlar örmeye çalıştığı bir rekabet ikliminin yaratılmasına hizmet edebilmektedir. Buradan hareketle, medyadaki bu tür haberlerin kamuoyunda duyarlılık yaratma açısından değerli olduğu ancak medyanın ilgisinin Sözleşme ve Temsilî Liste’nin hedeflerini esas alan doğru noktalara yoğunlaşmasının daha uygun olabileceği düşünülmektedir. Somut olmayan kültürel mirasın ulusal ve uluslararası medyadaki görünümü, kültürel mi- ras ile kültürel mal arasındaki ayrıma yeterince dikkat edilmediğini de akla getirmektedir. Janet Blake, kültürel mirasın nesnel, fiziksel varoluştan ziyade bir nesne veya anıtla kurulan ve aidiyeti sağlayan ilişkilerle birlikte düşünülebileceğini belirtmiştir (2000: 84). Kuşaktan kuşağa aktarılan ve korunan bir değer olarak mirasın aşırı ticarileşmeye karşı savunulmasına katkı için de med- yanın, kültürel miras kavramı lehine bir farkındalık kazanmasının önemli olabileceği değerlendi- rilmektedir. Ayrıca mal kelimesi, sahiplik hakkını elinde bulunduranların diğerlerini dışlamasını, üründen uzak tutmasını ve ondan faydalanmasını ima ettiğinden (Prott ve O’Keefe 1992: 311), medyada Temsilî Liste unsurlarını haberleştirilirken kültürel malı çağrıştıracak ifadelerin listedeki unsurlar aleyhine yorumlara yol açabileceği öngörülebilir. Sonuç olarak, Temsilî Liste’deki mirasların haberlere konu edilişinde bazı sorunlara ve olası risklere değinildikten sonra birtakım önerilerden söz etmek mümkündür. Öncelikle, bu konuda medyanın UNESCO Türkiye Millî Komisyonu yetkilileri, halk bilimciler ve kültür araştırmaları alanında uzmanlık sahibi araştırmacıların görüşlerine başvurmasının ve bunun bir ön şartı ola- rak halk bilimcilerin somut olmayan kültürel miras araştırmalarıyla daha yakından ilgilenmesinin çözüme doğrudan etki edeceği savunulabilir. Ek olarak medyanın, gündeme gelen mirasla ilgili olarak yerel topluluk ve sivil toplum kuruluşlarının düşüncelerine yer vermesinin, farklı seslerin duyulabilmesi ve topluluk katılımı bakımından yararlı olabileceği düşünülmektedir. Bundan baş- ka, Aykan’ın da belirttiği üzere, çok uluslu dosya başvurularını teşvik amacıyla Temsilî Liste’ye kayıt kriterlerinin gözden geçirilmesi ve bir somut olmayan kültürel miras unsurunun ulusal sı- nırlar dışında da mevcut olabileceği durumlar düşünülerek olası bir çatışmayı azaltabilmek için Sözleşme ile ilgili süreçlerde sivil toplumun görünürlüğünün artırılması da gündeme daha çok getirilebilir (2016: 808). Temsilî Liste’ye dâhil edilen unsurlar konusunda medyanın, bölge ülkeleri arasındaki tarihî ve kültürel ilişkileri göz önünde bulundurarak daha uzlaştırıcı bir tutumla hareket etmesi ve konuyu somut kültür varlıklarından ayrı bir kategoride değerlendirmesinin Sözleşme hedefleriyle daha uyumlu olabileceği söylenebilir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz