Somut Olmayan Kültürel Mirasın Temsil Ve Tescili Hakkında Medyadaki Tartışmalar Üzerine Bir Değerlendirme

322 Ahmet Erman ARAL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Temsilî Liste’ye kaydettirilen Karagöz, geleneksel tören keşkeği, Türk kahvesi ve geleneği ve ince ekmek yapımı ve paylaşımı geleneği lavaş hakkındadır. Türk ve Ermeni medyasında, gele- neksel tören keşkeği ve ince ekmek yapımı ve paylaşımı geleneği lavaşın Temsilî Liste’ye kay- dettirilmesi medyanın daha çok ilgisini çektiğinden, sözü edilen mirasları öne çıkaran haberlere bu bildiride daha geniş yer ayrılmıştır. Temel olarak sahiplik hakkı ve tescil tartışmaları konusun- da birbirini tekrar eden pek çok haber bulunduğu için bu husustaki karışıklığı en iyi yansıttığı dü- şünülen ve bunun yanında tescili vurgulayan, somut olmayan kültürel mirası siyasi sınırlar içinde değerlendiren ve hakiki köken arayışını öne çıkaran belli haberlere yer verilmiştir. Bu çerçevede, Temsilî Liste’deki miraslara ilişkin tartışmaların açıkça gözlemlenebildiği bazı haberlerdeki dikkat çekici ifadelerin paylaşılması, problemin boyutlarını gösterebilmek açı- sından önemli olabilir. Örneğin “Ermenistan’ın UNESCO’ya başvurarak âşıklık geleneğini ken- dilerine ait somut olmayan kültürel miras olarak tescil ettirmek istediği” ( Milliyet , 25 Kasım 2011), “yıllardır kültürel savaş nedeni olan kahvenin de Türkiye’nin olduğu” ( Radikal , 5 Aralık 2013), “Yunanistan’a karşı Karagöz savaşının kazanıldığı ” ( Hürriyet , 4 Eylül 2009), “Türkiye’nin tescilli miraslarının bulunduğu” ( Bianet , 29 Kasım 2011), “UNESCO’nun keşkek kararının Ermenistan’ı kızdırdığı ” ( Hürriyet , 3 Aralık 2011), “Türklerin yemek tescil savaşları” başlığıyla “Peki hangi ye- mek bizim ?” sorusunun sorulduğu ( Vatan , 30 Kasım 2014), “Lavaş ekmeğinin Ermenistan’a kap- tırıldığı ” ( www.internethaber.com , 27 Kasım 2014), “Millî ekmeğimizin elimizden alındığı ” ( Yeni Asya , 26 Kasım 2014) şeklindeki başlık ve haber içerikleri problemin özü açısından kayda değer örneklerdir. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin savunduğu ilkelere aykırı bir bakışı yansıtan bu tür haberlere ek olarak özensiz bir dille kurgulanan ve somut olmayan kül- türel mirasın korunmasının önemine dikkat çekmekten uzak haberlere de rastlanabilmektedir. Örneğin, İnce Ekmek Yapımı ve Paylaşımı Geleneği: Lavaş’ın 2016’da Azerbaycan, İran, Kaza- kistan, Kırgızistan ve Türkiye’nin hazırladığı ortak dosyayla Temsilî Liste’ye dâhil edilmesi vesile- siyle Ülke TV’nin 2 Aralık 2016’da hazırladığı haberin “Yufkadan kalın pideden ince, akla geliyor dürüm denince” alt başlığıyla sunulduğu ve “ben kebap olayım sen lavaş, sar beni yavaş yavaş” şeklindeki bir ifadeyle “süslendiği” görülmüştür. Buradan hareketle, Sözleşme ve Temsilî Liste’nin kültür koruma açısından taşıdığı değerle ilgilenilmediği ve izlenme kaygısı temel alındığı için, bu gelişmenin Türkiye, bölge ülkeleri ve mirası sürdüren topluluklar açısından ne anlam ifade ettiği hiçbir şekilde anlaşılamamaktadır. Ayrıca, Temsilî Liste’deki her unsur gibi bu habere konu olan mirasta da bir üründen ziyade bir yapım süreci ve gelenek ön planda olmasına rağmen, haberde restoran ve fırınlarda hazırlanıp müşteriye sunulan bir üründen söz edilmekte ve lavaş etrafında oluşan sözlü gelenekten, bayram, cenaze ve düğünde lavaşın toplumsal dayanışmayı ifade eden işlevinden, tandır ve ocağın kutsallığından veya aktarım süreçlerinden hiç bahsedilmemektedir. Dolayısıyla bu noktada, somut olmayan kültürel mirasın bu listeye dâhil edilmesinin neden önemli olduğu, mirasın neden korunup aktarılması gerektiği gibi hususlar karanlıkta kalmaktadır. En az özensiz dil kullanımı kadar sakıncalı olduğu söylenebilecek başka bir durum ise yerel veya bölgesel medyadaki örneklerin, ulusal medyaya kıyasla daha ileri boyuttaki kafa karı- şıklıklarını yansıtıyor oluşudur. Örneğin, Şanlıurfa Fırıncılar Odası Başkanı Salih Demir’in lavaş geleneğinin yalnızca Türklere ait olduğunu savunurken kullandığı “Ermenilerin bir taş fırını var mı

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz