Tunç Çağları
1. 5. 1. 3. Madencilik ve Ticaret Anahtar Kelime: Maden, arsenikli bakır, kalaylı bakır, atölyeler, Alacahöyük. M.Ö.IV.Binin sonlarında bakır alaşımlarının ortaya çıkmasıyla Anadolu madenciliğinde hızlı bir gelişim süreci başlar. Madenci ustaları, bu evreden itibaren yataklardan elde ettikleri bakır cevherini yerleşimlerdeki atölyelerde ergitip, işlemeye başlarlar. Önceleri arsenik içeren bakır cevherini ergitip, arsenikli bakır elde eden ustalar, sonraları bilinçli olarak bu iki cevheri birlikte ergitip döküm kalitesini arttırmışlar ve bu yeni alaşımı alet ve silah yapımında kullanmışlardır. Eski Tunç Çağının hemen başında Orta ve Kuzey, Batı ve Güneydoğu Anadolu’da ilk kalay-bakır alaşımları (tunç) ortaya çıkar. Çağın ilk yarısından itibaren maden ocaklarının organize bir şekilde işletildiği, ocaklara yakın alanlarda madenlerin ergitildiği ve külçe halinde kentlere ulaştırılarak oralardaki atölyelerde işlendiği görülür. Batı Anadolu ve Malatya-Elazığ bölgesindeki atölyelerde ele geçen ocak, pota, açık veya iki parçalı kalıp, kil öz, üfleç, taş alet, cüruf gibi araç- gereçler ilk evrenin üretimine ışık tutar. Orta ve Batı Anadolu’da metal işçiliğine ait bölgesel okullar tunç alet, silah, süs eşyası ve diğer objelerin üretiminde yeni alaşım metodlarını benimsediler. Bununla beraber, çoğu bölgede alaşımsız bakır kullanılmaya devam etti. Çağın ilk yarısında tunç kullanarak seri üretime geçen ustalar, her türlü döküm, dövme, tavlama, kaynak, kaplama gibi yöntemleri kullanmışlardır. Kaybolan (balmumu) modelli kalıplarda üretilen plastik madeni eserler ve demirin ergitilmesi de ilk kez bu evrede görülür. M.Ö.III.Binin ikinci yarısında, doğal maden zenginliklerinden faydalanan yerel prensler, atölyeleri kendi denetimlerine aldılar. Farklı ( Batı ve sahil kesimi, Orta-Kuzey, Doğu ve Güneydoğu Anadolu) atölyelerde, teknik, şekil ve üslup açısından birbirine yakın eserler üretildi. Altın, gümüş, kurşun, elektrum, bakır, tunç, hatta demir gibi her türlü maden, kapsamlı atölyelerde işlenmeye başladı. Kuyumculuk kendi başına bir iş kolu haline geldi. Özellikle Orta Anadolu’nun kuzeyinde, başta Alacahöyük olmak üzere Mahmatlar, Horoztepe, Eskiyapar, İkiztepe yerleşimlerinde ele geçen madeni eşya ve Batı’da Truva hazineleri, Anadolu insanının “maden sanatında” eriştiği seviyeyi gösterir. Alacahöyük’te Eski Tunç Çağı’nın son evresine tarihlenen, Hatti Ülkesinin prens ve prenseslerine ait 13 ayrı mezar, ölü hediyeleri ile kuzeyin madeni zenginliklerine ışık tutar. Oda mezarlara bırakılan günlük işlerde kullanılmış eşyaların çoğu altın ve gümüşten kap kacak, silah ve süs eşyalarıdır. Altın diademler, taçlar, iğneler, bilezik, gerdanlık ve kolyeler, küpe, saç halkası, toka, kulak tıkaçları ,gümüş tarak ve bakır ayna, kadınlara (Prenseslere) ait mezarlara bırakılan seçkin süs eşyalarıdır. Bunların yanında kirmen, çalpara gibi diğer şahsi eşyalar da mezarlara bırakılmıştır. Alacahöyük mezarları din ve kültle ilgili ölü hediyelerinin en güzel örneklerini vermiştir. Bu gruba ait en önemli eserler, bronz veya gümüşten güneş kurslarıdır. Anadolu’ya, Hatti kültürüne özgü bu tarz dini semboller, kült standartı /alemleri olarak da tanınırlar. Döküm tekniği ile yapılmış boğa ve geyik heykelcikleri ile altın, gümüş ve bakırdan yapılmış yassı idoller diğer dini anlamlı ölü hediyeleridir. Kap taşıyan bakırdan çıplak kadın figürleri, Hasanoğlan/Ankara ve Horoztepe/Tokat heykelcikleriyle birlikte çağın madeni plastik sanatına iyi birer örnektir. Batı Anadolu ve sahil kesiminin madenciliğine ışık tutan Truva hazineleri bu evrenin ilk yarısına tarihlenir. Çeşitli hazine gruplarında, çoğu kıymetli madenlerden yapılmış kaplara, mücevherata ve tören baltalarına rastlanmıştır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz