Türk Halk Edebiyatı
31 Mevlana’nın Mesnevi’sinde Yılan ve Ejderha Motifi Türk Halk Edebiyatı Burada dikkat çekici noktalardan biri, emirin adamın ağzına yılan kaçtığını ona söyleme- mesi, eylemleriyle onu kusma noktasına getirerek kurtarmasıdır. Kendisi bunu “Eğer sen içindeki yılanı bilseydin ne elma yemeğe kuvvetin kalırdı, ne yol yürümeye, ne de kusmağa!” 34 diyerek ifade etmiştir. Mevlana ise emirin bu davranışını “İşte akıllıların düşmanlığı bu çeşittir. Onların zehirleri bile cana neşe verir. Ahmağın dostluğu ise eziyettir, sapıklıktır.” 35 şeklinde yorumlamıştır. Burada yılan motifinin kullanıldığı bir hikâye vasıtasıyla akıllığının faydası ve bilgisizliğin zararı ifade edilmiştir. Ayrıca yılan burada “kapkara, çirkin ve heybetli yılan” olarak tasvir edilmiştir. Bu yılanın hikâyede nefsi sembolize ettiği söylenebilir. Ağzına yılan kaçan adamın uykuda olması, dünya hayatının da geçici bir uyku gibi olması ve insanın bu uyku hâlindeyken nefis yılanı tarafından zehirlenmesi şeklinde yorumlanabilir. Şu durumda hikâyedeki emiri de insanı, nefsinin zehrinden kurtarmaya çalışan bir mürşit olarak düşünebiliriz. Yılanla ilgili olan üçüncü hikâye, bir yılancının donmuş bir ejderhayı ölü sanarak iple bağ- layıp Bağdat’a getirmesini konu almaktadır. Yılancı, efsunla yılan tutmak için dağlara gider. Dağ- da karların arasında soğuktan donmuş bir ejderha bulur. Ejderhayı halkı hayrete düşürmek ve para kazanmak için Bağdat’a getirir. Yılancının bir ejderha getirdiği halk arasında yayılır ve halk toplanırken yılancının ölü zannettiği donmuş ejderha, güneşin altında canlanmaya başlar ve yı- lancıyı öldürür. Yaşanan izdihamda da halktan birçok kişi ölür. Bu hikâyede ejderha, bir çağrışım zinciri meydana getirecek mahiyettedir. Her şeyden önce ejderhanın geçici olarak donmuş olması, bu âlemin geçiciliğinin de vurgusudur: “O, ejderhayı ölü sanıyordu. Fakat iyi dikkat etmemişti. Ejderha diriydi. Kıştan, soğuktan donmuştu. Diriydi ama ölü gibi görünüyordu. Âlem de donmuştur da adı cemad olmuştur. Mahşer güneşi doğuncaya dek sabret de âlem cisminin hareketini gör. Musa’nın elinde asâ, yılan oldu ya… bütün âlemi de buna kıyas et.” 36 Bu kısımda geçici olan dünya hayatı, hikâyedeki donmuş ejderhaya benzetilmektedir. Güneş çıkınca donmuş ejderhanın canlanması ise mahşer günü sahnesiyle tasvir edilmiştir. Do- layısıyla bu âlemde var olan şeyler tamamen geçicidir, ölüdür; ancak hakikat âleminde mahşer gününde dirilecektir. Musa Peygamber’in asasına da telmih yapılmış olması, bu hikâyedeki ejder- ha motifinin çok katmanlı bir anlam örgüsüyle yer aldığını göstermekte ve çağrışım zenginliğiyle, verilmek istenen mesajı çok boyutlu bir mahiyete kavuşturmaktadır. Cansız bir asanın yılan hâli- ne gelmesi, yani bu âleme ait olan bir cismin hakikat âleminden gelen bir güçle canlanması; adeta nefis ejderhasına aldanmayıp bu âleme itibar etmemek gerektiğinin meşru bir kanıtıdır. Nitekim Mevlana hikâyenin sonunda 34 Mesnevi , 2. Defter, 1923. 35 Mesnevi , 2. Defter, 1930-1931. 36 Mesnevi , 3. Defter, 1006-1010.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2