Türk Halk Edebiyatı
399 Türkiye’de Yayımlanan Belli Başlı Atasözü ve Deyim Sözlüklerindeki Ana Yanlış ve Eksiklerle İlgili Bazı Tespitler Türk Halk Edebiyatı mı verdi?’’ deyimi, Bulgaristan’da Komünizm döneminde ajanlık, jurnalcilik yapan Türkler için söylenirken, zamanla zulüm, gaddarlık, eziyet yapan kişilerin huyunu kapan, onlar gibi davranan kişiler hakkında kullanılmaya başlanmıştır. Sözlüklerdeki anlam kusurlarına dair de bazı örnekler verelim: a. Prof. Dr. İsmail Parlatır’ın (2007) Atasözleri ve Deyimler Sözlükleri’nden (Rastgele 5 sayfadan) Elçilik etmek/yapmak (Deyim, 351): “1. ‘’Elçilik görevinde bulunmak. 2. İki taraf arasında uzlaştırma görevini yapmak.’’ Bu anlamların yanı sıra kız istemeye gitmek, haber ulaştırmak an- lamları da vardır. Emir büyük yerden gelmek (Deyim 353): ‘’Sayılan ve sevilen bir kimseden bir işin ya- pılması için buyruk gelmek.’’ Bu anlamın yanında deyimin ‘’Allah’ın emri, dinimizin gereği, kanun icabı’’ anlamlarının da bulunduğuna inanıyoruz. Ölen bir insan için de, bu çerçevede ‘’Emir büyük yerden, ne yapalım?’’ denildiği görülür. Fazla kaçırmak (Deyim, 370): ‘’Alışılmış ölçüden çok içmek.’’ anlamı verilmiş. Anlamı eksik kalmış. Yemek de, kahve ve çay da uyku da fazla kaçırılır. Merkebin kuyruğu gibi ne uzar ne kısalır. (Deyim, atasözü kabul edilmiş. 429). ‘’İnsan hayatta kendisini yetiştirmeli ve geliştirmelidir. Eğer bu beceriyi gösteremiyorsa hayvandan bir farkı yok demektir.’’ Bizce; beceriksiz, başarısız, bulunduğu yerden sayan, ekonomik ve sosyal açıdan hiçbir gelişme göstermeyen insanları ifade eden bir deyimdir. İçine sıçan düşse başı yarılır. (Deyim, atasözü kabul edilmiş. 308). ‘’Depo veya kilerin bomboş olmasını ifade eder.’’ anlamı verilmiş. Yoksul ailelerin evini, mutfağının fakirliğini anlatır. Deyime şu anlamı vermek daha uygun olur: ‘’Yoksul insanların; tencere, kiler, depo, samanlık vs. mal saklama yerlerinde yeterince yiyecek, malzeme bulunmadığını, aşırı yoksulluğu ifade eder.’’ b. Metin Yurtbaşı’nın (2012) Sınıflandırılmış Deyimler Sözlüğü’nden (Rastgele 2 sayfadan): Dünyanın çivisi kopmuş (285): ‘’İnsanlar gerek davranış gerek karakter yönüyle kötü olmuş.’’ Kopmuş yerine çıkmış, oynamış kelimelerinin yer aldığı biçimi daha yaygındır. Saraçba- şı, aynı deyime şu anlamı vermiştir: ‘’İnsanların davranışlarının kötüye gidişi karşısında söylenir.’’ Bizce şu anlam verilse daha uygun olur: ‘’Dünyada suçların, kin ve düşmanlıkların, adaletsizliğin arttığını ifade eder.’’ Dünyası değişmek (285): ‘’Hayatı sona ermek, ölmek.’’ Hazırlayıcı deyime yanlış anlam vermiştir. Verdiği anlamın karşılığı olan deyim dünyası- nı değiştirmek/değişmek ’tir. Oysa dünyası değişmek; yaşadığı bir olay karşısında mevcut hayat tarzının baştanbaşa yenilenmesi veya alt üst olması anlamındadır. Daha ziyade olumlu anlamda
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2