Türk Halk Edebiyatı

410 Mehmet TEMİZKAN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Bülbül bir küçücek kuştur Seher ötüşü ne hoştur Bülbül on bir ay sarhoştur Gül açılmış, gülfama gel Bu meclis-i irfana gel Bülbül daldan dala seker Göz yaşların güle döker Bülbül on bir ay ah eder Gül açılmış, gülfama gel Bu meclis-i irfana gel (Öztelli 1972: 303) I.3. Turna Turna, İslamiyetten önceki Türk kültürünün kutsal varlıklarından biridir. İslamî dönemde ise, bazı velîlerin donuna girdiği ve Hz. Alî’nin sesini kendisine verdiği kuş olarak kutsal olma özelliğini devam ettirmiştir. Türkülerde ve halk hikâyelerinde de haberleşme aracıdır. Gurbet el- deki âşığın sılasından haber aldığı, sılasına haber ve selam yolladığı… kuştur. Haberleşmede kullanılan kuş, bilindiği gibi güvercindir. O, sadece yazılı ve resmî bilgileri taşır. Güvercinin böyle bir görevi varken ve bu görevi gerçekten yerine getirdiği biliniyorken, haber ve selam alıp gönder- me için turnanın tercih edilmesi; kısaca, bu önemli görevin turna kuşuna yüklenmesi, muhteme- len çok eski devirlerden gelen kutsallığıyla ilgilidir. Sevilenlerle selamlaşmanın ve haberleşmenin resmî boyutu yoktur, o tamamen özeldir ve büyük ölçüde duyguların ifadesidir. Yani, güvercinin taşıdığı şey, resmî bilgi; turnanın taşıdığı şey ise, duygudur. Duyguları getirip götürme görevinin turnaya verilmesi, onun daha yakın görülmesinin sonucudur. Daha önce de söylediğimiz gibi, yakınlığı ile kutsallığı arasında güçlü bir ilişki vardır. Turna, türkülerde yâre selam söylemesi, yardan haber vermesi istenen, yaralı ve yardan ayrı olması sebebiyle de âşığın benzetileni olan kuştur. Kerem ile Aslı hikâyesinden alındığı anlaşılan bir türküdeki nakarat mısra “ Turnam yâre selâm söyle” (Öztelli 1972: 327) şeklindedir. Başka bir türküde de, turnalara, Bağdat’taki yardan haber sorulur; ondan haber vermesi beklenir. Söz konusu türkünün ilk ve son dörtlükleri şöyledir: Bağdat ellerinden gelen turnalar Turnalar , ne haber yârdan, ne haber hey Şimdi benim yârim gözün sürmeler Turnalar , ne haber yârdan, ne haber Yârimi öldürmüş, eli kan mola Ak gerdan üstünde çifte ben mola Doğru söyle benim yârim sağ mola Turnalar , ne haber yârdan, ne haber (Öztelli 1972: 282)

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2