Türk Halk Edebiyatı

424 Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı tesi gün en yakın dostu Dursun’a anlatır. Dursun: -Ne yapacağsun bu durumda?, diye sorar. Temel: -Daha karar vermedim, der. Aradan birkaç gün geçince tekrar karşılaştıkla- rında Dursun, Temel’e: -Ne ettin o meseleyi?, diye sorar. Temel: -Hallettim da!, diye cevap verir. Dursun merakla: -Kariyu mu furdun? -Hiç fistuk cibu karıyu furur muyum? -Muhasebeciyi mi kovdun? -Bütün defterler herifun elinde. Nasıl kovayım oni? -O zaman ne ettün, nasıl hallettin onu? -Divanı sattım, diye cevap verir. Bu fıkrada Temel’in muhasebecisinin bildiği birtakım yolsuzluklardan korkusu, karısının güzelliği dolayısıyla kıyamaması ve sonuçta hiç ilgisi olmayan divanın satılmasıyla konunun so- nuçlanması birbirleriyle bağlantılı birden fazla olayı tek bir çerçeve içinde toplamıştır. Son ve bizim eklediğimiz katmerli fıkralar ise tek konuya eklenen ve dinleyenlerin iki veya daha fazla güldüğü ve etkilendiği mizahi bir yapıya sahiptir. Bu olay zincirindeki halkalar tek ko- nulu olmalıdır. Mesela; “Tarih öğretmeni Kartaca Savaşları’nı anlatmaktadır. Sınıfın arka sıraların- da iki haylaz öğrenci aralarında konuşmakta ve dersi dinlememektedir. Öğretmen dersi keserek bunlardan birine sorar: -Sen söyle bakayım, Kartaca Savaşları’nı kimler yaptı? -Öğrenci şaşkın bir şekilde “Ben yapmadım öğretmenim.” diye cevap verin- ce öğretmen sinirlenip bağırmaya başlar. Tam o sırada teneffüs zili çalar. Öğret- men sınıftan çıkar ve sinirli sinirli öğretmen odasına giderken müdür yardımcısı ile karşılaşır. Sınıftaki öğrenci ile konuşmasını anlatır. Müdür yardımcısı: -Sinirlenmeyin öğretmenin, onlar yaparlar yaparlar, inkâr ederler, diye ce- vap verince öğretmen iyice sinirlenip müdüre gider ve durumu ona anlatır. Müdür de;

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2