Türk Halk Edebiyatı

73 Atasözlerinde Kadın Algısı Türk Halk Edebiyatı dikkat çekicidir “Kadın kısmı doğurmalı, doyurmalı, dokumalı” (Üçer, 1998: 109). Bu çalışma hazırlanırken kadınla ilgili bu derece ağır atasözlerinin varlığı bizi ilk etapta epeyce şaşırtmıştı. Asıl şaşırtıcı olan ve üzerinde dikkatle durulması gereken ise söz konusu atasözlerinin paylaşıldığı çoğu erkeğin “bıyık altından” gülümseyerek bu atasözlerini –kısık sesle de olsa- doğru bulduklarını söylemesidir. Demek oluyor ki yukarıdaki atasözlerini ortaya çıkaran zihniyet derinlerde bir yerlerde de olsa hala canlı ve belki de uygun şartları bulduğunda tekrar harekete geçmek için fırsat kolluyor. Öyle ki dünyanın pek çok yerinde görülen kadına şiddet ve kadın cinayetleri aslında ilgili zihniyetin faal olduğunun da bir göstergesidir. Bu noktada bir hususun daha altının çizilmesi gerekmektedir. Kadına şiddet ve kadın cinayetleri meseleleri dünyanın ortak sorunlarıdır. Bu çalışmada dünyanın hemen her bölgesin- den seçilen atasözleri de bunu ispatlamaktadır. Yani bu, sığ bir bakış açısının bize söylediği gibi yalnızca Türkiye’nin ya da orta doğunun problemi değildir. Kadın cinayetleri konusundaki sayısal veriler de bunu desteklemektedir zaten (Dişsiz ve Hotun Şahin, 2008) (http://www.hurriyet.com. tr/dunya/kadina-siddet-dunyanin-her-yerinde-40659275). Bu atasözlerinin akla uygun olmadığı konusunda sağlıklı düşünen her insanın fikir birliğine varması gerekmektedir. Akla uygun olmayan düşünceler de hayatın içinden ne kadar uzaklaştırı- labilirse tehlike de o nispette azalacaktır. Ancak bunun için öncelikle problemle yüz yüze gelmek ve onu enine boyuna tanımak gerekir. Dolayısıyla kadınla alakalı bu atasözlerini yok sayarak, görmezden gelerek ve hatta yasaklayarak problem çözülemeyecektir. Öyle ki Çin’de toplumsal cinsiyet hakkında olumsuz mesaj içeren atasözlerini sansürleme hususunda Çin devleti adım at- mıştır ancak problem artarak devam etmiştir (Schipper, 2010:369). En sağlıklı yol öyle görülüyor ki yine sağduyu ve empatidir.