Türkmen Bahşılarında Tirme Söyleme Geleneği ve Tirmelerin Destan İcrasındaki Rolü Üzerine

356 Doç. Dr. Halil İbrahim ŞAHİN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ısınmıştır. (Şamuradov 2000: 189). Artık bahşı, yolculuğa, yani destan icrasına hazırdır. Destancılar tirme bölümünde söyledikleri şiirlerle repertuarlarını tanıttıkları gibi hangi des- tanı anlatacaklarını karar verirken dinleyicinin nabzını da tutarlar. Tirmeleri Köroğlu destanını ağırlıklı söyleyen bir bahşı, büyük oranda Köroğlu kollarını bilirken Garip’ten veya Kerem’den şiirler söyleyen bahşı ise Türkmenlerin tabiriyle aşk destanlarına da halk hikâyelerine hâkimdir. Dinleyici de bahşının destan açısından yatkın olduğu alanlardan bir destanı anlatmasını isteyebi- lir. Bu bakımdan esasında tirme bölümü, destancı ile dinleyicilerin tanıştıkları ve birbirlerini daha iyi tanıdıkları bir bölümdür. Karşılıklı talepler doğrultusunda icrada hangi destanın anlatılacağı tirme bölümünde açıklık kazanır. Daha önceden dinleyenler de anlatıcı da hangi destanın icra edileceğini bilmeyebilir. Doğaçlama bir ortamda söylenen bir tirmenin etkisiyle, bahşının yönlen- dirmesi veya dinleyicilerden gelen isteklere bağlı olarak bahşı destan anlatına geçer. Bahşı, söyleyeceği destanı tirme bölümünde belirlediği gibi destan anlatımının başlayaca- ğına dair bilgilendirme ve uyarılarını da burada yapar. “Tirme”leri söyleyen bagşı, destan anlatı- mına geçmeden önce destan anlatımının birazdan başlayacağını bildirebilir. Bayar Bagşı, tirme bölümünde bir ara durarak “Âşıkların hiçbirini daha hatırlayamıyorum. Şasenem de Ezber Hoca da Âşık Garip’i arıyor. Onlar Garip’i buluncaya, Hüyrlukga ve Hemracan görününceye kadar yine biraz daha şiir söyleyeyim, belki o zaman âşıklar da görünür. Görünmezlerse “gıcakçı”m Esen can ile birlikte onların peşine düşeriz.” der ve şiir söylemeye devam eder. Bu arada dinleyiciler de birbirlerine destan anlatma vaktinin yaklaştığını söylerler (Seyitmıradov 1976: 77). Bir süre sonra bagşı, “Garip’ten de, Şasenem’den de, Hoca’dan da haber yok. Sanki bunlar kaçtı. Onlar olmadan bu toyu geçirmek olmaz. Ben onları arayayım, belki bulurum.” der ve destan anlatmaya başlar (Aşırov 1992: 130). Tirmeler, destancının yanı sıra dinleyiciler için de hazırlık safhasıdır. Destanlar, Türkmen- lerde çoğunlukla toylarda anlatıldığından tirme kısmı, destan dinleyicilerinin yerini aldığı ve toy sahibinin ikramlarını yediği ve içtiği bölüm olarak görülebilir. Destan anlatmaya kadar icrayı izle- mek isteyenler ihtiyaçlarını giderir ve destancıyı duyabileceği bir mevkide yerini alır. Diğer bir ifa- de ile bagşı, tirmeleri bitirdiğinde dinleyiciler dikkatle ve sessizce destanı dinleyebilecek bir hale gelmiş olurlar. Destan anlatmaya başlamadan önce bagşı, bu şiirlerle dinleyicisine adeta ders verir. Onları düzene, sessizliğe ve saygıya davet eder. “Tirme”ler, genellikle Mahtumkulu’ndan ve Köroğlu’ndan alınma şiirlerdir. Öğüt ve nasihat verici bu şiirler, insanın meclis içinde nasıl ha- reket etmesi gerektiğini, değerli insanının niteliklerinin neler olduğunu, doğru ve yanlışları, güzeli ve çirkini anlatırlar. Bu şekilde dinleyiciler, iyi bir dinleyicinin meziyetlerini de öğrenmiş olurlar ve bunlara riayet ederler: Adam bolup adam gadrın bilmeyen Ondan yene otlap yören mal yagşı Sözlegende söz manısın bilmeyen Ondan yene sözlemeyen lal yagşı

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2