Türkmen Bahşılarında Tirme Söyleme Geleneği ve Tirmelerin Destan İcrasındaki Rolü Üzerine

353 Türkmen Bahşılarında Tirme Söyleme Geleneği ve Tirmelerin Destan İcrasındaki Rolü Üzerine Türk Halk Edebiyatı Tirme şiirlerini Türkmen bahşıları “heñ” adını verdikleri birtakım ezgilerle söylemektedirler (Goçmıradov 2010: 17). Bahışarın tirmelerde kullandıkları “heñ”ler, Türkmen bahşılık kollarını/ yollarını oluşturmuştur. Örneğin Daşoğuz/Yomut-Göklen kolunda/yolunda “Hak Üçin”, “Babam Gammar”, “Oyan”, “Yaşılbaş”, “Sandık”, Torgay Kuşlar”, “Tay Atım”, Dagı men Dagı” ve “Zer Döküler” gibi bu yola özgü ezgiler/heñler bulunmaktadır (Şahin 2011: 186). Damana yolunda ise “Teşnit”, “Ak yüzlü maralım”, “Cigi-cigi” ve “Nar ağacı” gibi ezgiler oluşurken, Ahal-Teke yolu ise “makamlar yolu” olarak bilinir. Bu yolun bahşıları; “Goñurbaş makamı”, “Ayralık makamı”, “Erkek- lik makamı”, “Gökdepe makamı”, “Göroglınıñ at oynadışı” ve “Hacıgolak” gibi ezgileri kullanırlar. Merv/Salır-Sarık yolundaki bahşılardan da “Garıbım”, “Novayı”, “Dilber”, “Hemrayım”, “Ala Gözli”, “Servi Agaçı” olarak adlandırılan ezgiler kaydedilmiştir (Şahin 2011: 189-190). V.M. Belyayev, “Türkmen müziği” adlı makalesinde Türkmen bahşılarının oluşturduğu “heñ”lerin ince işçiliğe sahip olduğunu, sesli materyalin çeşitlilik gösterdiğini ve asırlarca işlenmiş zengin bir müzik kültürünün delili olan sıkı ve sıra halinde kullanılan bir kompozisyon sisteminin var olduğunu belirtir. Ayrıca Türkmen müziğindeki bu sağlam yapının ne iptidai ne de en kültürlü halklarda korunabildiğini belirten Belyayev, Türkmen müziğinin özel bir karaktere sahip olduğunu vurgulamıştır (Gullıyev 1985: 8). Büyük oranda bahşılarca oluşturulmuş ve aktarılmış olan Türk- men müziğinin asıl karakteri bahşılık geleneğindeki “heñ”lerde bulunmaktadır. Tirme söyleyen ve destan anlatan bahşılar, bu ezgileri ait oldukları yolun karakterine uygun olarak icra etmeye günümüzde de devam etmektedirler. Kısacası Türkmen bahşıları, çok çeşitli kaynaklardan, bunlar arasında yazılı kültür da- iresinde yetişmiş şairler ve sözlü kültürde oluşmuş destanlar ve hikâyeler vardır, şiir toplayıp icra edebilmektedirler. Tirmeci bahşılar adı verilen bu bahşılar, hangi kaynaktan alırsa alsın şiir metinlerini kendi yarattıkları ezgilerle bütünleştirmektedirler. Kaynak itibariyle klasik bir şairin şiiri bahşılık geleneğine geçtiğinde artık başkalaşmaktadır. Bahşılar asırlardan beri söyleye geldikleri ritimlerle bu şiirleri kendilerinin malı haline getirmektedirler. Ustamalı mantığı içinde de değer- lendirilebilecek bu şiirler, kaynakları itibariyle çeşitli olmakla birlikte makam ve icra açısından Türkmen bahşılık geleneğinin asıl karakteriyle aynileşmek ve tek bir geleneği şiirleri görünümü kazanmaktadır. Bu durum sadece tirme söylemede değil, destan anlatma geleneğinde de ben- zerdir. Tirmelerin özellikle destan icrasıyla ilgisine diğer bölümde daha yakından bakabiliriz. 2. Destan İcrasında Tirmeler Türk boylarının destan ve hikâye anlatma geleneklerine bakıldığında, destanların ya da hikâyelerin belirli geleneksel ortam ve düzende anlatıldıklarını görmek mümkündür. Türkiye’de âşıklar halk hikâyesi anlatmaya “fasıl”la başlarlar. Çeşitli tür ve şekillerde söylenen şiirlerden oluşan bu fasıl kısmı da hikâye anlatamaya hazırlık işlevini görür. Fasıl genellikle bir “divânî” tarzı şiirle başlar, bunu cinaslı bir türkü takip eder. Daha sonra fasılda “tekerleme” adı verilen ikinci bir türkü, cinassız bir koşma, bir destan, Köroğlu’ndan şiirler, bazen bir muamma yer alabilir. Fasıl kısmını “döşeme” bölümü izler. Bu bölümde âşık mensur bir tekerleme söyler. Tekerlemedeki olaylar âşığın başından geçmiş gibi nakledilir. Tekerlemeden sonra âşık bir dua eder ve hikâyeye başlar (Alptekin 1997: 26-30). Azerbaycan sahasında anlatılan hikâyelerde de “Ustadname” adlı bir giriş bölümü vardır. Hikâyelerin yapısal bir özelliği haline gelmiş bu bölümdeki şiirler, genellikle sekizli veya on birli koşmalardan ve geraylılardan oluşur. Hikâyenin konusuyla doğrudan ilintili

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2