Türk Sözlü Şiir Sanatında Kadın Yaratıcılığının Arketipleri

280 Doç. Dr. Behiye KÖKSEL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı bir bölümü bulunan Alp Er Tunga için söylenen ağıt bu ilk örnekler arasındadır. Hunlardan baş- lamak üzere elimizde ağıt örnekleri mevcuttur. Orhun Yazıtları da yas töreninden bahseder ve etraftan yuğcu ve sıgıtçıların geldiğinden söz eder: “Yogcı sıgıtçı Kıtany Tatabı budun başlayu Udar sengün kelti Tabgaç kaganda İsiyi Likeng kelti...” 18 (yasçı, ağlayıcı olarak Kıtay, Tatabı milletinden başka Udar general geldi, Çin kağanından İsiyi Likeng geldi. Kültigin Âbidesi kuzey cephesi) Buradaki yuğcu-sıgıtçıların kadın mı erkek mi olduğu anlaşılmamaktadır, erkek olmaları ihtimali kuvvetlidir. Buradaki yuğcu-sıgıtçılarının rolünün Anadolu’da kadınlar üzerine geçtiğini görürüz. Roux, İbni Fadlan’dan nakille birisinin öldüğü gün bağırarak ve haykırarak ağlayanların kadınlar değil erkekler olduğunu söylemektedir. Erkeklerin yüzlerinde derin yaralar açarak, vücut- larını kanatarak ve bağırıp haykırarak ağlamalarının sebebinin ise kadına benzemeden erkekçe ağlamak sebebiyle olduğunu söyler. 19 Aynı yazar, ölen kişinin ardından ağıt yakmanın sırayla olduğunu bu sıralamada küçük erkek kardeş (ini), büyük erkek kardeş (eci), eşi, akrabaları ve oğullarının bulunduğunu ifade eder. Ölen eşin dul kalan karısının acı içinde şiir söylediğine dair başka örnekler mevcuttur. 20 Ağıt söyleyen ilk kadın tiplerini ve söyledikleri acı ihtiva eden şiirleri Dede Korkut’ta görürüz. Dirse Han’ın hatununun oğlu Boğaç için söylediği acı ihtiva eden şiir bu bakımdan ağıt özelliği gösterir. Dede Korkut kitabındaki ağıt söyleyen kadınları ağıtçı kadınların ilk örnekleri sayabiliriz. Manas’ın ölümü üzerine eşi Kanıkey, Manas’ı kaybetmenin acısını dile getiren bir ağıt söylemiştir. 21 Destanın ilerleyen bölümlerinde Han Köketay’ın yuğ töreninde eşi Gülayım altmış kadınla beraber ağıt söyler. Ağıtçılık, manicilik, türkü yakma ustadan öğrenilmektedir. Bu ustalar çoğunlukla anne, nine, hala, teyze gibi ailede doğaçlama olarak ağıt, mani söyleyen aile üyeleridir. Burada genetik yatkınlık ve ağıtçıları dinleme önemli olmaktadır. Kadın sofi şairler: Sofi kadın arketipinin tezahürleri arasında, Hz. Meryem’i, Yusuf ile Zü- leyha’nın Züleyha’sını, Hz. Fâtıma›yı, Schimmel’ın ifadesiyle ilk gerçek müslüman veli Rabiatü’l Adeviye’yi (8.yy ), türbesi Mısır’da bulunan Seyyide Nefise’yi, Nişaburlu Fâtıma›yı, Sind’de ve İslam dünyasında yaygın olan askerlerin saldırısından kaçan ve iffetlerini korumak üzere toprak tarafından yutulan Heft Afife (yedi iffetli kadın) efsanelerini, 22 kırk kız efsanelerinin kahramanları- nı, Sarıkız efsanelerini, Kadıncık Ana’yı, Bâciyan-ı Rum’un bilinen bilinmeyen mensuplarını, veli kadınlarla ilgili türbe ve makamları, kırklar topluluğu üyesi 13 kişilik kadın zümresini görmekteyiz. Sofizmde manevi yolun unsurlarından biri olan vecd hali ve tasavvuf tarihindeki çile döne- mi örnekleri, şamanlık unsurlarının İslamileştirilmiş izleridir. Namaz kılarken veya ezan dinlerken duyulan vecd hali gibi ibadete bağlı olanlar veya zikr esnasındaki vecd-kendinden geçme hali şamanın âyin sırasındaki vecd hali ile dünya ile bağını koparma anlamında büyük ölçüde ben- zerlik gösterir. 18  Muharrem Ergin, Orhun Âbideleri , İst., 1975, s.30, Boğaziçi Yay. 19  Jean Paul Roux, Altay Türklerinde Ölüm, (çev. Aykut Kazancıgil), İstanbul, 1999, s.244, Kabalcı Yay. 20  Roux, a.g.e.,s.267,271 21  Abdulkadir İnan, Manas Destanı, Ankara, 1985, s.155 22  Annemaria Schimmel, İslamın Mistik Boyutları, (çev. Ergun Kocabıyık), İst., 2004, s.445,446, 454, Kabalcı Yay.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2