Uygarlıklar

6 2.2.2. Hurriler, Hurri-Mitanni Anahtar Kelimeler: Hurriler, Hurri-Mitanni Mezopotamya’da büyük bir imparatorluk vücuda getiren Sami kökenli Akkadlar’ın vesikalarından anlaşıldığına göre, M.Ö. 3. binyılın sonlarında Mardin merkez olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Kuzey Mezopotamya’daki Musul ve Kerkük dolaylarında Hurriler adıyla anılan bir kavim oturuyordu. Hurri dili üzerinde yapılan filolojik tetkikler bu dilin M.Ö. 9-6. yüzyıllar arasında Doğu Anadolu’da güçlü bir devlet kuran Urartu kavminin diline benzediği, dolayısıyla, M.Ö. 1. binyılda karşımıza çıkan Urartular’la M.Ö. 3. binyıl Akkad metinlerinden tanıdığımız Hurriler’in akraba oldukları anlaşılmaktadır. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan arkeolojik kazılar ve yüzey araştırmaları neticesinde ele geçirilen buluntulardan M.Ö. 6000-5000 yılları arasına tarihlenen Neolitik devir kültürü ile M.Ö. 5000-3000 yılları arasına yerleştirilen Kalkolitik devir kültürünün de Hurrilere ait olduğu anlaşılmıştır. Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki Hurri kültür birliğinin ikinci ortak özelliğini, mimarî yapılar meydana getirir. Transkafkasya, Kuzeybatı İran ve Van bölgesinde ortaya çıkarılan yuvarlak plânlı yapı tipleri, geleneksel Hurri kültürünün önemli bir karakteristik özelliği olarak karşımıza çıkar. Yuvarlak çadır tiplerinin bir benzeri olan bu evler, yarı-göçebe Hurri kavimleri tarafından, çok pratik avantajları olduğu için kullanılıyordu. Genellikle 4-13 metre çapında, ortasında merkezî bir direğe sahip olan tek kapılı bu yapıların duvarları, fazla kalın olmayan kurutulmuş kerpiçten yapılmıştır. Yazılı belgelere göre, M.Ö. 3. binyılın ikinci yarısından itibaren tarih sahnesine çıkan, fakat arkeolojik buluntulara göre, Doğu Anadolu Neolitik ve Kalkolitik kültürlerinin de sahibi olan Hurriler, M.Ö. 2. binyıl Ön Asya tarihinde de önemli roller oynamışlardır. M.Ö. 2. binyılın ilk yarısında Hurrilerin merkezî bölgesinin Van Gölü sahası olduğu anlaşılmaktadır. M.Ö. 1950-1750 yılları arasına tarihlenen Kültepe çağı metinlerinde az miktarda Hurri şahıs isimlerine rastlandığı gibi, Orta Fırat bölgesindeki Mari arşivinde bulunan Hurca dinî tabletler Hammurabi devrine (M.Ö. 1728-1686) aittirler. Ön Asya’daki Hurri-Mitanni Devleti’nin sınırları doğuda Kerkük’ten batıda Akdeniz’e kadar uzanmaktaydı. M.Ö. 1550-1350 yılları arasında Ön Asya’nın en kudretli devletlerinden biri olan Hurri-Mittani Devleti’nin başkenti, bugünkü Urfa-Ceylanpınar ile idantifiye edilen Vaşşugani şehri idi. Eski ve Orta Hitit Devleti zamanında (M.Ö. 1700-1450) Güneydoğu Anadolu’da yer almış olan Hurriler, I. Hattuşili’nin batıya sefer yaptığı bir sırada başkent Hattuşaş dışında kalan bütün Hitit ülkesini işgal etmek suretiyle Hititler’e büyük darbe vurmuşlardır. M.Ö. 2. binyılın ortalarında Hurri-Mittani Devleti, Eski Ön Asya’nın en güçlü siyasî güçlerinden biri iken, Şuppiluliuma’nın seferleriyle kudretini kaybederek, Hititlere bağlı ve Asur’a karşı tampon bir ülke hâline getirilmiştir. M.Ö. 1200’lerde hem Hitit İmparatorluğu hem de Mitanni Devleti, tarih sahnesinden çekilmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2