Uygur Türklerinde Bazı Maddi Kültür Olguları ve Bunların Dini Siyasi Sosyo-Kültürel İşlevleri
67 Uygur Türklerinde Bazı Maddi Kültür Olguları ve Bunların Dini Siyasi Sosyo-Kültürel İşlevleri Maddi Kültür ser-pa(y): “giysi; şeref bildiren (sarık ya da takke, kaftan ve çizmeleri de içerir) resmî elbise” Dėdi Šāvus bil<gil> ėy yār-ı bāver / Bu <v>ā<d>í ķuşları ġ a mėn mė server (S-GB 1387) TT. Tavus, “Ey sadık dost, bu vadi kuşlarına yol gösteren benim, (bunu) bil! Kėyip ėgnimge tille vü zer-i nāb / Bu zeng- ser-pāy kişide yoķtu Ǿ arr-yāb (S-GB 1388) TT. Sırtıma saf altın işlemeli (giysi) giymiş(im). Bu giysi nin kıskandıran ışıltısı, (hiç)kimse- de yoktur (Bakırcı 2015: 307, 422). Ā ĥ irü’l-emr Ferhād’nı izdip bar ġ an kişiler ol ta ġ da ilgerikidin hem ĥ ūbraķ arıķ ķazadur dėp Şírín’ ġ a ĥ aber bėrdiler. Şírín bisyār ĥ ōş-vaķt bolup ĥ aber ayt ġ anlar ġ a ser-pā lar ķıldı ammā kö ij- lide Ferhād’nı ij cemālını temāşā ķılmaķ ġ a bisyār ārzū ķılur ėrdi. TT. Sonunda Ferhat’ı aramak için giden kişiler, “O dağda öncekinden de daha iyi ark kazmaktadır.” diye Şirin’e haber verdiler. Şirin çok mutlu olup haber<i> getirenlere şeref nişanesi (olan) giysi ler ihsan etti ama gönlünde Ferhat’ın yüzünü görme arzusu bulunuyordu (ÖBaki-FŞ; Bakırcı 2016: 144, 192). ser-pā (<Far. ser+pā(y) ; ser-pāy “a kind of shoe (see ىاپريز ); zír-pā, zír-pāy “subject, tributary; a shoe” Steingass 1982: 670b, 633b; YUyg. ser-pāy “kiyim, kiyecek, üstbaş” İL 618b; sarpay ( sarpai ) Shaw 1880: 121). Farsçadan Türkçeye geçen birleşik yapılı sözcüğün Farsçadaki karşılığı “a kind of shoe” [ayakkabı, pabuç]’dur. Doğu Türkçesinde ise anlam genişlemesine uğrayarak “giysi” hatta Uygur Türklerinin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde “şeref bildiren (sarık ya da takke, kaftan ve çiz- meleri de içerir) resmî elbise” gibi anlamlarda kullanıldığını Kaşgar ve Yarkent ağızları üzerine araştırmalar yapan Robert Shaw’ın hazırladığı sözlük sayesinde haberdar oluyoruz. Hem Salahi tarafından Kaşgar’da 1678 yılında yazılan Gül ü Bülbül ’de hem de Ömer Baki tarafından Yar- kent’te 1792’de kaleme alınan Ferhad ü Şirin ’de ser-pa(y) ın “giysi” anlamının yanı sıra daha çok “şeref bildiren (sarık ya da takke, kaftan ve çizmeleri de içerir) resmî elbise” anlamlarıyla kulla- nıldığı anlaşılmaktadır. Salahi’de metaforik bir dil içinde tavus kuşunun, diğer kuşlar arasından sıyrılan kibirli, gösterişli ve muteber oluşu kendisinin sırtındaki serpay la okuyucuya sezdirilirken Ömer Baki’de ise Şirin kendisine Ferhad’la ilgili haber getirenlere ihsanda bulunmak üzere serpa- lar verir. Bu metinlerin tanıklığında genel olarak “giysi, elbise” anlamına gelen serpa gibi bir maddi kültür ögesinin Uygur Türkleri arasında bir şeref ve itibar göstergesi anlamları taşıdığı dolayısıyla serpa yla sembolleşen ve sosyo-kültürel alanlarda kazandığı anlam örüntüsüyle de dikkat çeken bir maddi kültür ögesidir. sipaç “taç, sarık” (YUyg. sipaç ( sipach چپيس ) “beyaz kumaştan sarık” Shaw 1880: 129; YUyg. Hot. sipeç “tac, selle” Gopuri 1986: 275). Başı ij da tāc ėmes yal ġ an safíģdür/ Sipacı ij gāhí rāst gāhí kecdür (S-GB 1665) TT. Başında(ki) taç değil, yalandan (bir) çuvaldır; tacın, bazen düz bazen eğridir (Bakırcı 2015: 338, 436).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy