Ordu’da Doğal Mantar Kültürü ve Ekoturizm

94 Dr. Ahmet DAĞLI T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı uğraşan insan çalışır, onu işler, emek verir ama istenen mahsulün elde edilişi, tamamen çiftçinin çalışmasına bağlı bir şey değildir. Mahsulün olması için bir de güneşe, geceye, yağmura, kara, kırağıya ihtiyaç vardır ki bunları tedarik eden, insanın kendisi değildir. Bunlar çiftçiye karşılıksız ve emeksiz verilen şeylerdir. Anadolu insanı bu karşılıksız ihsanın farkındadır ve bunlar karşılık- sız olması yönüyle onlara çocukluklarını, çocukken büyüklerinden gördükleri karşılıksız sevgiyi hatırlatır. Toprağın “ana” sıfatıyla birlikte anılması yani “toprak ana” denmesi bu sebeple olsa gerek- tir. Bu konuda Oktay Aydın’ın “anne” kelimesi ile ilgili şu tespitlerine yer vermek gerekir: “Anne demek kocaman bir yürek demektir. Anne yüreği bir başka çalışır. Göründüğünden daha büyüktür. Yüreğinin her hücresinde evladı saklıdır. Öyle ki, biz o yüreği incitsek de, hoyratça davransak da sever. Severken keşkeleri yoktur anne yüreğinin. Anne demek teslim olmak demektir. İlk olarak ona güveniriz, ona bağlanı- rız. Onu gördüğümüz andan itibaren karnımızın doyacağını, altımızın temizlenece- ğini, bir yerimiz ağrısa hemen ilgilenileceğini hissederiz. Hayata ve insanlara karşı duyduğumuz güvenin perde arkasında annemiz vardır. Başkalarına duyduğumuz güven aslında annemize duyduğumuz güvendir. Kopyalayıp çoğalttığımız güven duygusuyla başkalarını hayatımıza sokarız. Anne demek, güvenli çatışma alanı demektir. Bütün huysuzluklarınızı, öfke- nizi ilk ona yansıtırsınız. Delilik çağlarımızın en çok tepinme alanıdır annelerimiz… Bağırırsınız, tepki gösterirsiniz, eleştirirsiniz, suçlarsınız… Size kimi zaman susa- rak, kimi zaman kızarak tepki verse de bilirsiniz ki, en güvenli alandır anne yüreği. Gerçek anlamda hiçbir zaman size zarar vermez. Anne, konfor demektir. Yaşınız ne olursa olsun o sizin için düşünür; sizin için hisseder; sizin için yapar. Arada hayatınıza karışıyor diye kızar gibi yaparsınız ama içten içe de bu konfordan hoşlanırsınız. Büyümüş olmanız onun umurunda değildir. Anne, şımarmak demektir. Kimseye kolay kolay şımaramazsınız ama an- nenize şımarmak kolaydır. Yaşınız kaç olursa olsun rahatlıkla çocuklaşabilir, kuca- ğına yatıp yanağınızı okşatabilirsiniz. Anne, canını feda etmek demektir. Tehlikedeyseniz iki kere bile düşünmez; kendini riske ilk o atar. Gözü karadır, kendinden daha büyük düşmanın bile üstüne yürür. Anne toprak demektir. Bizi dokuz ay karnında taşıyıp hayata armağan eden anneler toprak gibidir. Toprak gibi karnında yaşatır, toprak gibi doğurur, toprak gibi koynunda büyütür… Minerallerini, suyunu, kokusunu bize verir. Onun sayesinde köklerimiz derine, dallarımız yükseğe gider.” 2 2  http://www.gazetevatan.com/yard-doc-dr-oktay-aydin-833341-yazar-yazisi-anne-demek-/

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy