Yer adlarının ortaya çıkmasıyla ilgili çok değişik hikayeler vardır. Kimi yerin fizikî yapısına yönelik, kimi fetih söylencelerine yönelik ve kimileri de yakıştırma şeklinde efsânevî bir anlatımla günümüze kadar ulaşmış yer adı verme söylenceleridir. İşte bunlardan birisi de Anadolu adının nereden geldiğine yönelik Hakkın Teslimi efsânesidir.

Efsâneye göre; Anadolu Selçuklu Devleti’nin son döneminde Seydî Sultan, Işık Sultan ve Hendi Baba adlı üç ermiş kişi, Afyonkarahisar’ın bugünkü İhsaniye İlçesi'ne bağlı Karacaahmet Köyü'nde oturan, akıl hastalıkları hekimi Karacaahmet Sultan’ı ziyarete gelirler. Karacaahmet ve bacıyan (savaşçı kadın) olan annesi tarafından konuklar, köyde gereğince ağırlanırlar. Mevsim yaz olduğu için havalar çok sıcak geçmektedir. Dervişler, hep birlikte akşam yemeğini yedikten sonra namazlarını kılıp, minderlerine çekilerek, sohbete dalarlar. Sohbet sırasında içlerinden birisi, “kimin daha keramet sahibi olduğunu göstermesi konusunda” bir öneri ortaya atar. Bu öneri hepsi tarafından kabul görür. Seydî Sultan gerekli dualarını yaparak, sıcak havada büsbütün ılımış suyu, buzlu su haline getirir. Hendi Baba, her zaman yanında taşıdığı kamçısını, okuyup orta yere bırakarak, yılan durumuna sokar. Karacaahmet Sultan, altındaki küçücük seccadeyi kocaman bir halı yaparak, konuklarının altına serer. Işık Sultan, bir üfleyişte odanın bütün mumlarını söndürüp, her yeri zifiri karanlığa boğar. O sırada Karacaahmet’in annesi, avcunda tuttuğu kıp kırmızı bir kor ateşle odaya çıkagelir. Arkadan da, alnında parlayan bir nurla dört yanı göz kamaştıran parlak bir ışığa boğar. Bunun üzerine konuklar, hakkı teslim edip, en üstün kerametin Karacaahmet’in annesine ait olduğunu kabul ederler. Sonra da Karacaahmet’e dönüp hepsi bir ağızdan:"-Anan bizden de, senden de daha doluymuş derler." Söylentiye göre, Türk yurdunun “ANADOLU” adını alması da Anandolu sözünden kaynaklanıp dünyaya yayılmıştır.

Kaynak: 15.08.2014 tarihinde AKÜ Afyonkarahisar Kütüğü kitabından alınmıştır.