­ AMASYA ARKEOLOJİ MÜZESİ | Kültür Portalı

Amasya Arkeoloji Müzesi - Amasya

Amasya'nın merkez ilçesinde bulunan Amasya Arkeoloji Müzesi'nin geçmişi 1925 yılında kurulan müze deposuna dayanır. II. Beyazıt Külliyesi'nin medrese binasının iki odasında az sayıda arkeolojik eserler ile İslami dönem mumyalarının bir araya getirilmesi ile müze deposu oluşmuştur. Depodaki eserler 1962 yılında Gökmedrese Camii'ne taşındı. Depo, 1958 yılına kadar fahri memurlukla idare edildikten sonra 1958 yılının Haziran ayında müze müdürlüğü oldu. Müze, 22 Mart 1977 tarihinde yeni binasına taşındı ve yeniden düzenlenerek 14 Haziran 1980 tarihinde ziyarete açıldı.
 
Fotoğraf: Official Turkish Museums
 
Müzede Geç Neolitik Erken Kalkolitik Çağ’dan itibaren Tunç Çağı, Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait 13 ayrı medeniyetin eserlerini bir arada görmek mümkündür.
 
Fotoğraf: Official Turkish Museums
 
Müze binasının batısında bulunan müze bahçesi içerisinde Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait taş eserler sergilenmektedir.
 
 
Daha önce müzenin bahçesinde bulunan ve Selçuklu Sultanı I. Mesud’a ait olan türbe içinde sergilenen İlhanlılar Dönemi'ne ait 14'üncü yüzyıldan kalma mumyalar müze içerisindeki özel bir bölümde sergilenmektedir.
 
Fotoğraf: Official Turkish Museums
 
İlhanlıların Anadolu’daki hakimiyetleri döneminde Amasya’da nazırlık ve emirlik yapmış kişilere ve yakınlarına ait mumyaların bulunduğu bu bölüm, müzenin en ilgi çeken yerlerinden birini oluşturmaktadır.
 
Fotoğraf: Official Turkish Museums
 
Müzede ziyaretçilerin amatör makinelerle fotoğraf ve görüntü almalarına izin verilmektedir.
 
Amasya Arkeoloji Müzesi'nde Sergilenen Önemli Eserler
 
Kayı Boyu Damgalı Pencere Kanatları 
 
Osmanlı döneminin önemli bir sancak merkezi olan Amasya il sınırları içerisinde tespiti yapılabilen tek Kayı boyu damgası Amasya Müzesindeki bu pencere kanatlarında yer alır. Konuya ahşap pencere kanatları üzerine işlenmiş Kapı boyu damgası özelinde bakıldığında ise buradaki uygulama, Osmanlı coğrafyasındaki tek örnektir.
 
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Bu pencere kanatları, 1486 tarihli Amasya II. Bâyezid Camiinden alınarak 02.11.2000 tarihinde Amasya Müzesine getirilmiştir.  
 
Kanatların her biri 208 x 67 cm ölçülerinde ve 6,5 cm kalınlığında düzenlenmiştir. Kanatlar üçer pano halinde tanzim edilmiş, üst panolar yatay dikdörtgen alt panolar kare ve damga motifinin yer aldığı orta panolar ise dikine dikdörtgen şeklinde yapılmıştır. Sağ kanadın üst panosunda Farsça, Kâ’betü’l-u’şşâk bâşed în mekâm, sol kanadın üst panosunda ise Her ki nâkis âmed încâ şod temâm dizesi yazılıdır. Molla Cami tarafından yazılmış olan bu beyit Konya Mevlana Müzesi Hat Dairesinde yer alır ki, Türkçe “Âşıklar Kâbe’sidir bu makam, buraya noksan gelen tamamlanır.” anlamına gelmektedir.
 
Kayı damgasının yer aldığı orta pano 92 x 46 cm ölçülerindedir. I Y I sembolleriyle düzenlenmiş olan Kayı boyu damgası toplam 29,5 cm uzunluğunda bir alanı kaplamaktadır.
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Damganın sağında ve solunda yer alan I biçimli semboller, 8 cm yükseklikte ve 3 cm gövde kalınlığına sahiptir. Ortada bulunan Y biçimli sembol ise 13 cm yükseklikte ve yukarıya bakan kısmındaki iki uç arası da yine 13 cm genişliktedir. Kayı boyu damgası sonsuzluk prensibine göre ve ayrıca müsenna olarak da bilinen aynalı tarzda düzenlenmiştir. Söz konusu damga motifleri bu yönüyle dikkate değer bir şekilde vurgu yapılarak işlenmiştir.
 
Fırtına Tanrısı Teşup Heykelciği
 
Müzesinin arkeoloji bölünün Orta ve Geç Tunç Çağı vitrinlerinin arasında kendisine özel yapılmış bir vitrin içerisinde sergilenmektedir. “Bin Tanrılı Halk” Hititlerin tanrılar panteonun/topluluğunun Baş tanrısı Fırtına Tanrısı Teşup’un bronz heykelciğidir.
 
Fotoğraf: Official Turkish Museums
 
Teşup Heykeli, 1962 yılında  Doğantepe Köyü Mesken Höyük'te yüzeyden 4 m derinlikte bulunmuştur. Doğantepe Köyü’nün bulunduğu alan Geç Neolitik-Erken Kalkolilitik Çağ’dan başlayıp Osmanlı Dönemi’nin sonuna kadar yerleşim görmüş bir höyüktür.
 
Arkeoloji literatürüne Amasya Heykelciği veya Hitit Fırtına Tanrısı Teşup heykeli olarak tanınan eser; Hititlerin Yukarı Ülkesindeki Hakmiş/Doğantepe’deki kült yerine tapınma için getirilmiş olabileceği gibi buradaki tapınağa ait bir heykel de olabilir. Bugünkü Doğantepe köyü Antik Hitit Kenti Hakmiş üzerine kurulmuştur. Hititlerin başkenti Boğazköy’e yaklaşık 150 km mesafede bulunan Doğantepe, Hitit İmparatorluk Dönemi'nde Kaşka'ların hücumuna uğramış bir kültür merkezi olup Hitit Kralları tarafından öncü bir kale olarak kullanılmıştır.
 
Tunç madeninden döküm tekniğinde yapılmış olan eserin yüksekliği 21.5 cm, ağırlığı ise 1340 gr’dır.  Eserin kol ve bacak kısımları ise bulunamamıştır.
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Heykelin etek kısmından aşağısı yoktur. Başında tanrısal konik sivri külahlı başlık vardır. Dudakları hafif tebessüm eder şekilde, kalın kaşlı, badem gözlü ve göz çukurları boştur. Eserin orjinalinde göz çukurunun lapis lazuli gibi kıymetli taşlarla dolu olduğu düşünülmektedir.
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Düzgün hafif tebessüm eden, güçlü ve mağrur yüz ifadesi ve narin beden yapısı ile genç erkek olarak tasvir edilmiştir. 
 
Güneş Saati
 
Osmanlı Dönemi'ne ait olan eser, üç kaidesi olan konik şekilli çam kozalağı formunda mermerden yapılmış olup ünik bir eserdir.
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Konik gövdenin yarısında 11 saatlik zaman dilimlerini gösteren kabartmalar mevcuttur. Bu kabartmaların beş tanesinin içine yarım saatleri gösteren uzun kanallı oyuklar açılmıştır.
 
Mumyalar
 
Müzede sergilenen önemli eserlerden biri de Amasya’da nazırlık görevi yapmış İşbuğa Nuyin ve Cumudar Bey'e ait mumyalardır.
 
Fotoğraf: Official Turkish Museums
 
Söz konusu mumyaların yanı sıra yine İlhanlıların Siyasi Egemenliğinde Amasya Valiliği yapmış İzzettin Mehmet Pervane Bey, cariyesi, kız ve erkek çocuklarına ait mumyalar yer almaktadır.
 
Amasya Elmalı Mozaik 
 
Amasya Elmalı Mozaik, Amasya Merkez İlçeye 11 km mesafede yer alan Yavru Köyü, Küpderesi Mevkiinde 2013 yılında Müze Müdürlüğünce gerçekleştirilen bir aylık kurtarma kazısında açığa çıkarılmıştır. Yapının iki dönemde kullanıldığı anlaşılmıştır. Yapı ilk olarak kırsal villa/villa rustika olarak inşa edilmiş daha sonra yapının bazı bölümleri kapatılarak 1 nolu mekânın doğu duvarına küçük bir apsis nişi eklenerek küçük bir şapele/kiliseye dönüştürüldüğü tespit edilmiştir.
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Yapıdaki mimari doku ve değişikliklerden; yapının kırsalda Roma Döneminde villa (villa rustika) olarak inşa edildiği ve uzun yıllar kullanıldıktan sonra, Doğu Roma Döneminde yapının MS. 4. yüzyılın sonlarından itibaren şapele dönüştürülerek kilise olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu mozaik  “Amasya Misket Elması”nın günümüzden 1700 yıl öncesinde de meşhur olduğunu göstermesi açısından önemlidir. 
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Aktarla Lahiti
 
Antikçağda genelde varlıklı kişiler, öldükten sonra zengin kabartmalarla süslü lahitler içerisinde gömülüyorlardı. Amasya Müzesi’nde sergilenen bu lahit, antikçağ lahitlerinin genel özelliklerini sergilemesi bakımından oldukça önemlidir.
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Krem renkli kireç taşından tekne ve kapak kısmından oluşan lahitin, cesetlerin konulduğu dikdörtgen şeklinde oyulmuş tekne bölümünün dış yüzeyinin bir yüzü sade bırakılmış, diğer yüzleri Antik Döneme ait mitolojik figür ve sahnelerle kabartma olarak bezenmiştir. Kapak ise semerdam açtı formunda, üçgen alınlıklı, köşe akroterlidir. Dar yüzlerin birindeçgen alınlık içerisinde Kanthoros’dan meyve yiyen iki kuş figürü kabartma olarak işlenmiştir. Kapak ile lahit gövdesi izlere göre bronz bir perçinle bağlanmıştır. Kapağın oturduğu yerden başlayan Grekçe harflerle yazılmış, üzeri kırmızı aşı boyası ile boyanmış beş satırlık bir kitabesi mevcuttur.
 
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
 
Grekçe kitabede; lahit mezara “Saygı ve merhamet duygularıyla yaklaşanlar Tanrıdan iyilik görsünler; ancak kötü niyetle yaklaşanlar ve mezarı ele geçirmeye çalışanlar veya başka bir kötülük yapanlar için, bu dünya basılmaz, denizler aşılmaz olsun. Çocuklarının, özellikle de karısının hayrını görmesin rızkı azalsın” yazmaktadır.
 
Mmezarı Antik Dönem mezar soygunlarından korumak için iki dar yüzdeki yazıtın altında, iki yanda payelerin oluşturduğu çerçeve içerisinde yer alan Gorgonun gözleri de kırmızı aşı boyası ile boyanmıştır.
 
 
Kaynak: Amasya Arkeoloji Müzesi
Müze
Kültür Turizmi
Şehir Merkezinde bulunan Müze şehrin her yerinden yürüyüş mesafesindedir.
Üçler, Mustafa Kemal Paşa Cd. D:No.91, 05100 Amasya Merkez/Amasya
amasyamuzesi@kultur.gov.tr

Konum Bilgileri

Görüntülenme Sayısı : 48314    Eklenme Tarihi : 07 Şubat 2013 Perşembe    Güncellenme Tarihi : 13 Kasım 2024 Çarşamba