Düğün günü yaklaşınca nişan öncesi olduğu gibi eksik görme yapılır. Yeni ev için gerekli eşyaların alınması, gelinlik vs. kıyafetlerin tamamlanması için yapılan bu alışveriş merasimine gelinin annesi yakın bir kişi ve erkek evinden de damat, kayınvalide ve kayınpeder katılır. Gelinin yanında bulunanlara da uygun bir hediye alınır. (Gömlek, etek vs.) Düğün için yemeklikler alınır. Et, pirinç, yağ, çeyiz sandığı ve geline alınmış hediyelerden oluşan bu malzemeler Cuma günü düğün başlamadan evvel bir araçla davul zurna eşliğinde kız evine yollanır. Buna “aşboğaz“ ya da “seysana“ adı verilir. (Taşova, Alpaslan Beldesi)
Düğüne gelen misafirlere ikram edilecek yemekler bir gün evvelden ya da sabah erkenden yapılır. Daha önceleri yemekler geleneksel yöre mutfağından olurken (nohut, taze fasulye, patlıcan yemeği vs.) son yıllarda düğün yemekleri, et döner, pilav, çorba olarak tektipliğe doğru gitmektedir. Düğünden bir gün evvel düğün evinde “dolma dürme“, “dolma gecesi“ gibi adlar verilen dolma sarma işlemi yapılır. Hoparlörden duyurulan bu işlemde konu komşu ve akrabalar (bayanlar) söylenilen saatte dolma sarmak üzere bir araya gelirler. Dolma sarmaya genellikle eli boş gidilmez, aşlık, bulgur vs. götürülür. Sarılan bu dolmalar ve yapılan yemekler bayanlar için, döner, pilav çorbalar ise erkeklere ikram edilmek üzere hazırlanır. Taşova Boraboy Beldesi Düğün Dolması Erkek evinde, davul-zurna ekibi Cuma gününden itibaren çalmaya başlar, düğün evinin belli olması için bayrak dikilir, düğün kahyası, yiğitbaşı tespit edilir.
Gelin ve damat adayları tarafından sağdıç (gelin ve damadın düğün boyunca her işini takip eden tecrübeli bir kişi) seçilir. Gelen misafirlere yemek ikram edilir. Buna danışık yedirme denir. Cumartesi günü, köyde ise geniş bir mekan, şehirde ise düğün salonunda kız ve erkek tarafları bir araya gelir. Müzik eşliğinde eğlenilir, davetlilere ikramlar yapılır. Düğün, gelin ve damada takı takılması ile son bulur. Bütün masrafları erkek evi karşılar.
Kına Gecesi Cumartesi akşamı kız evinde kına gecesi yapılır. Kızın annesi tarafından karılan kına, bir tepsi ortasına konulup etrafına mumlar dikilir. Bulunulan mekanın orta kısmına oturan geline kına seti (kına gecesi için alınmış pijama) giydirildikten sonra kına türküleri ve ilahilerle gelin ağlatılır. Avucuna altın konularak geline kına yakılır. Davul zurna eşliğinde damatla birlikte kız evine kına almaya gelinir. Karılmış olarak hazır duran kına, etrafında mumlar, çerez, havlu, mendil konulan tepsi içerisinde damadın sağdıcına belli bir bahşiş karşılığı satılır. Kınayı alan sağdıç bunu daha yüksek bir fiyata damada satar. Kına alındıktan sonra (köy ise, kız evinden bir de tavuk alınarak) oynaya oynaya erkek evine dönülür.
Damada kına yakılırken; sağdıç parmağını kınaya banarak elini yukarı kaldırır, bir iki üç diye saydıktan sonra bekar gençler kınalı parmağa ulaşmaya çalışırlar. Kim önce kınayı almışsa ilk onun evleneceğine inanılır. Kalan kına damadın arkadaşlarına dağıtılır (darısı bekarların başına olsun diye). Kına gecesinde gelinin ve damadın yanında arkadaşları kalır, bu gecede gelinin ayakkabısının altına bekar kızların isimleri yazılır, kimin ismi silinirse onun evleneceğine inanılır.
Pazar günü, gelin getirmek üzere gelin arabası süslenir. Akraba, arkadaş, komşu ve ahbaplara ait araçlardan oluşan konvoyla, gelin evine hareket edilir. Kız evince, gelen araçlara yemeni, şifon, havlu gibi hediyelik takılır. Gelin alıcılardan, genç kızlar bahşiş almak için kapıyı açmazlar ve gelin sandığının üstüne de otururlar. Düğün kahyasınca bahşişler verilir, kapılar açılıp gelinin çeyizi taşınır. Gelin çeyizi yüklenirken alınan müjde yastığı damat evine getirilip (gelin geliyor anlamındadır) evde bekleyen kaynanaya bahşiş karşılığı verilir. Gelinin beline, erkek kardeşi kırmızı “kardeş kuşağı“ nı bağlar. Gelin, yakınları ile vedalaştıktan sonra babası tarafından gelin alıcılara teslim edilip dualar okunur. Gelin gezdirilerek damadın evine getirilir. Kaynata, bahşiş vermeden gelin arabadan inmez. Gelin eve girmeden, damat yüksek bir yerden gelinin üzerine çerez ve bozuk para serper veya kaynana içinde bozuk para bulunan bir çömleği kırar (kötü huylardan kurtulsun, bolluk olsun diye), bu uygulama gelinin ayağıyla tahta kaşık kırması olarak da görülür. Gelin; kuzu postuna bastırılır, eline verilen yağı, kapı eşiğine sürer, üzerine basıp geçmesi için ayağının altına demir leğen konulur. Gelin içeriye girdikten sonra, kendi çeyiz sandığının üstüne kıbleye doğru oturtulur. Gelin; kaynanaya, görümcelere ve orada bulunanlara şeker verir. Çevreden gelin görmeye gelinir.