­ SEMAHLAR | Kültür Portalı

Semahlar - Antalya

Halk Oyunları

Antalya yöresinde yüzyıllardır ormanda ağaç biçme ve ağaç ekme işlerinde çalışan ve “Tahtacı” olarak isimlendirilen göçebe oymaklardan oluşan Alevi Türkmenlerin dini törenlerinde döndükleri dinsel bir dans türüdür. Anadolu Alevilerinin dinsel törenleri olan cemlerdeki “Oniki Hizmet”ten biri olan semah, inanca göre ilk olarak Kırklar Cemi adı verilen ve günün birinde dünyayı düzelteceklerine inanılan, aralarında Hz. Muhammed ile birlikte Hz. Ali ve Hz. Fatma’nında bulunduğu kırk kişinin gizli toplantısında yapılmıştır. Tarihsel süreçte, dinsel törenlerde yapılan raks, Şamanizm’den Anadolu Aleviliğine uzanan çizgide varlığını korumuştur.

Semahlar, Alevi topluluklar tarafından dini seremonilerde oynanan zarif, yumuşak ve ince bir danstır. Fakat son yıllarda halka açık gösterilerde de yapılmaya başlamıştır. Müzik yapısı çok özel ve zengin, figür yapısı çok farklıdır. Semahın müzik ölçüsü 5/8, 7/8 ve 9/8’dir ve geleneksel enstrümanları saz (bağlama) dır. Semahlar şu aşamalardan oluşur: - Ağırlama (eğlence ve toplantı), - Yürütme - Yeldirme (Pervane)

Dua Semah yapılacağı zaman büyük bir oda seçilir. Erkekler bir tarafta, kadınlar bir tarafta toplanıp otururlar. Semah yapanların sayısı konusunda çoğunlukla bir sınırlama yoktur ancak oynayan kişi sayısı çift olmalıdır. Zakir ya da Sazandar denen sazcı, semah havasını çalmaya başladığı sırada kadınlardan biri kalkarak bir erkeğe niyaz eder. Niyaz etmek erkeği dansa davet etmek demektir. Niyaz kadın ve erkeğin ellerini diğerinin omuzlarına koyarak birbirlerine kucaklaşır gibi üç kez yaklaşmaları suretiyle yapılır. Bu suretle kadın erkek semaha kalkarlar. Semahı semahçılar birbirlerini tutmadan ve birbirlerine dokunmadan, daire şeklinde dizilerek ya da karşılıklı durarak yaparlar. Tahtacılar belirli geceler toplanarak “erkân” sürerler. Semaha duruş, kadın ve erkeğin selamlaşmasıyla başlar. Semaha davet, yörelere göre farklılık gösterir. Kimi yörelerde kadın erkeğin elinin içini öper, kimi yörelerde ise kadın erkeğin sağ omuzuna niyaz eder. Kadının erkeğin ayağına niyaz ettiği yöreler de vardır. Omuz omuza ve cemal cemale (yüzyüze) niyazlaşma da yapılır.

Semahlar ağır ve hareketli olmak üzere iki kısımdır. İlk bölüme Ağırlama, hareketli bölüme ise Yürütme ya da Yeldirme denilir. Ağırlamada erkek kollarını sağa sola hareket ettirir. Kadın da, kollarını omuz hizasından yukarı kaldırmamak koşuluyla, erkek gibi sağa sola hareket ettirir. Her ikisinin ayakları da birbirine uyarak bir ileri, bir geri gider, gelir. Bu törenlerde, “Erkân Meydanı”, “Düvaz-ı İmam (Oniki İmam) Nefesi” ile açılır: "Medet, mürvet dedim kapına geldim Muhammed Mustafa, Ali gel yetiş İsyan deryasına gark olup kaldım Hünkâr Hacı Bektaş Veli gel yetiş Şu benim halimi Pirime bildir Gönlümün evini nur ile doldur Cesedim ölmeden nefsimi öldür Hatice, Fatıma, ulu gel yetiş, Bir yanımda nefs-i emmârem azar Bir yanda vesvese çok hile düzer Melek günahımı yazmada bezer Şah Hasan, Hüseyin, dolu gel yetiş Yezid’in elinden müşkül halimiz Münafıklar faş eyledi yolumuz El-aman Yâ Zeynel sen tut elimiz Muhammed Bâkır’ın dili gel yetiş Tamaha aldanma geziyor her bar Hırsa, nefse fırsat verme yaCebbâr Sana sığınmışız Vahid-ül-Kahhar Car günümdür Câfer eli gel yetiş Dağlarca günahım gel vurma yüze Tamu’nun odunu gösterme bize Musa Kâzım ile Şah İmam Rıza İmam Takî, Nakî Ali gel yetiş Tevbekârım muhabbetim bu yolda Mürüvvet dilerim kusurum elde Göster cemâlini eyleme darda Askerî gönlümün gülü gel yetiş. Masum-u paklardan erişe himmet, Sana sığınmışım Mehdi Muhammed, Sarı Saltık Kızı Deli gel yetiş. Noksani arzeder didar-ı cennet." Bundan sonra, zakir diğer nefeslere geçer. Zakirler tarafından okunan nefes, deyiş ve düvazlardan sonra dede, semah duasını okur: “Bismi Şah Allah Allah, Üçler, Beşler, Yediler, Kırklar aşkına, Allah, Muhammed, Ali, Hünkâr Hacı Bektaş Veli huzurunda semahımız vardır. Gerçek erenler demine hû...”

Katılanların isteklerine göre, erkek veya kadınlardan seçilmiş olan saki, her nefesin sonunda, oradakilere içki sunar. Nefesler bitince, sazcı semah çalmaya başlar ve sıra “Pervane” adı verilen oyuncuların oynamasına gelir. Bundan sonra semah dönecek olanlar niyazlaşırlar. Önce bir can (meclise katılan erkekler can, kadınlar bacı diye anılır) ayağa kalkar ve kendisiyle “pervaz” etmesini istediği bacının önünde el ayak bağlar. Bu duruşa “dara durmak” denir; sağ kol, sol kolun üstünde göğse kavuşturulur ve sağ ayağın başparmağı üzerine konur. Bacı da hemen ayağa kalkar ve başındaki yazmayı uçlarından tutarak erkeğin başından aşağı geçirip beline bağlar. Ellerini erkeğin omuzlarına koyarak sağ ve sol omuzlarından öper. Erkek de kadını iki omzundan kucaklayarak alnından öper. Daha sonra müziğe uyarak birbirlerine el değdirmeden ve dedeye arkalarını dönmeden oynamaya başlarlar. Semah esnasında kollar sıra ile sağ ve sol yanlara kalkar. Avuçlar yere bakar ve boş kalan el göğse konur. Ayaklar da, çelmeler (sağ ayak, sol ayağın üstüne doğru atılarak sola dönüşler) yapar. Oynarken coşan çiftler ve çevredeki canlar “şah...şah... şah” diye el çırparlar. Semah bitince erkek ve kadın başlangıçtaki gibi niyazlaşarak birbirlerinden ayrılırlar ve yerlerine otururlar.

Çiftlerin isteği üzerine dede bir “Hayırlı Gülbengi” (dua) çeker: “Allah Allah, çerağımız ruşen, erenler durağı Gülşen ola.. Niyazlarımız pervazlarımız kabul ola. On iki imam, ondört masum-u paklar gözcümüz, kılavuzumuz ola. Gerçekler demine devranına hu diyelim hu...” Semah dönen çiftlerin sayısı giderek artar ve sonunda oradaki mecliste bulunan tüm can ve bacılar hep birlikte “Kırklar Semahı” na başlarlar.

Kırklar Semahı, genellikle sabaha kadar devam eder ve meclistekiler sabah gün doğmadan dağılır. Semahların son dörtlüğünde (Şah beyiti) söz sahibinin adı geçtiğinde, cemde bulunanlarca sağ el dudağa değdirilmek suretiyle niyaz edilir. Semah bittiğinde semahçılar oldukları yerde, sağ ayak başparmağı sol ayak başparmağı üzerine, sağ el sol el üzerine gelecek şekilde göğüs üstünde bağlanır. Vücut hafifçe öne doğru eğilir. Oturanlar da aynı şekilde secde durumuna gelirler. “Hünkâr Hacı Bektaş devranına hu...” diyerek semahın bitiş duasını yapar. Herkes doğrulur, niyazlaşmaya geçilir.

Niyaz, en büyüğe eğilmek ve secde etmektir. Tanrıdan sonra en büyük insandır. Bu nedenle her insan diğerinin kıblesini oluşturur. İnsana secde etmek Tanrı’ya secde etmek demektir. Allah bile güzellere âşıktır. Semahlarda yapılan el hareketleri ve bazı duruş biçimlerinin görüntü dışında iç anlamları vardır. Bir el yukarı bakarken diğer elin toprağa baktığı duruş biçimi, Hak’tan alınanın halka verilmesini ifade eder.

Kaynak: Dünden Bugüne Antalya, Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, Antalya 2012.

Görüntülenme Sayısı : 4100    Eklenme Tarihi : 28 Şubat 2013 Perşembe    Güncellenme Tarihi : 29 Mart 2022 Salı