Balıkesir yöresi köy seyirlik oyunları Bigadiç, İvrindi, Dursunbey ve Sındırgı İlçelerinde daha çok görülmektedir. Bu oyunlardan bazıları şunlardır: Deve Oyunu, Afyon Kazması, Öküz Oyunu, Değirmenci, At Oyunu, Delioğlan... Günümüzde oynanan başlıca oyunlar şunlardır: Bigadiç-Kayırlar Köyü: Deve Oyunu, Bebek Oyunu, Afyon Kazması, İvrindi: Kepçecik Oyunu, İvrindi-Yürekli: Bebek Oyunu, Delioğlan, Dursunbey-İsmailler Köyü: Deve Oyunu.
TÜLÜ: Milli günlerde düğün ve bayramlarda, debbağ esnafı tarafından gerçekleştirilen bir gösteridir. En az on kişiden oluşan bir grup keçi ve koyun derilerinin tüylü yerleri dışa gelecek şekilde giyer. Deriden bir başlık, ucuna tüylü deri takılmış bir sopa ve üzerlerine dongurdaklar takarak ahalinin üzerine yürünür. Tülü grubunun başında bir “Tülü Kadısı” bulunur. Bir eşeğe ters binerek bahşiş vermeyenlere elindeki sopanın tüylü kısmıyla su atar.
DEVE OYUNU: Deveyi yapabilmek için 2.5 m. uzunluğunda 5 cm. genişliğinde dört tane, aynı genişlikte ve 50 cm. uzunluğunda üç tane çıta, fındık dalından kesilmiş yaklaşık 1 m. uzunluğunda beş veya altı, 3-3.5 m. uzunluğunda iki tane çubuk, at veya eşeğin kafa kemiği, koyun ye de keçi derisi, 4.5 tane çan, kilim, battaniye veya tül ile ipin hazır olması gerekir. İlk önce uzun çıtalar parelel olarak üç kısa çıtayla ön, orta ve arkadan tutturulur. Uzun çıtalara karşılık olarak eşit aralarla beş, altı, delik açılır, uzun çubuklar çıtaların üzerinden kavisli şekilde uzatılarak uçları öndeki ve arkadaki deliklere girdirilir. Diğer kısa çubuklar da diğer iki çıtada karşılıklı olarak açılmış deliklere kavisli olarak girdirilir. Uzun çubukların arka deliklerden sarkan uçları birleştirilerek bağlanır. Bu kısım devenin kuyruğu olur. İskeletin ön kısmındaki çıtaya yine 50 cm. uzunluğunda başka bir çıta 45 derecelik açıyla tam ortadan çakılır. Bu çıtanın ucuna 90 derecelik açıyla ucu aşağı doğru uzanan başka bir çıta çakılır. Çıtanın üzerine at veya eşeğin kafa kemiği bağlanır. Kafa kemiğinin altındaki destek olarak uzatılan çubuğun ucuna, çekildiğinde oynayacak şekilde küçük bir çıta bağlanır. Bu çıta devenin alt çene görevini yapar. Alttaki oyuncu bu ağaç parçasının ucuna bağlı ipi çektiğinde devenin ağzı hareket etmiş olur. Kafa kemiğinin üzerine koyun veya keçi derisi sarılır, üzerine yular şeklinde ip bağlanır. Bu ipin bir ucu deveyi önden çeken kişinin eline verilir. Devenin çenesinin altına beş veya altı tane çan bağlanır. Çanların çıkardığı seslerle deve oyununun başlamış olduğu köye duyurulur. Gövde iskeletinin üzerine büyük bir kilim, kilimin üzerine de battaniye yada tül örtülür. Bu kişi kilimin içerisine girerek tam ortadan iskeleti omuzlarına alır ve yürümeye başlar. Böylece devemiz oyun için hazırlanmış olur. Sıra oyuncuların hazırlanmasına gelir. Dört kişiye beyaz elbise giydirilir, ellerine ve yüzlerine soba isi sürülerek Arap haline getirilir. Oyunda rolü olan diğer oyuncular günlük kıyafetleriyle oynarlar. Deve ve oyuncular hazırlandıktan sonra akşam karanlığı basınca köy meydanında büyük bir ateş yakılır. Köyün bir ucundan oyun başlatılır. Araplardan biri önde deveyi çeker, diğerleri devenin etrafında gezinerek ve çeşitli sesler çıkartarak yürürler. Devenin arkasında oyunu seyretmeye gelen köy halkı yürür. Kalabalık, deve meydanda yakılan ateşe yaklaştıkça artar. Kalabalıktan bir grup tef eşliğinde deve havası türküsünü söylerken deve de müziğe uygun hareketleriyle oynar.
Kaynak: http://www.balikesirkulturturizm.gov.tr/TR,65883/halk-kulturu.html adresinde yayınlanmakta olan web sitesinden 07.07.2014 tarihinde alınmıştır.