Ölümü yaklaşan kişinin rahat can vermesi için hem çevredekilere hem de hastaya yönelik uygulamalarda bulunulur. Hastanın ölüme yaklaştığı son anları, Hasanpaşa, Çörten, Güvenli gibi yerlerde “zekaret” olarak adlandırılır.
Başpınar, Güvenli ve Çörten’de ölümü yaklaşan hastanın başını komşular, hısım ve akrabalar bekler. Kocaaliler, Kiprit ve Hasanpaşa’da hastanın yanında hatırlatmak için yüksek sesle şahadet getirilerek, onun da şahadet getirmesi teşvik edilir ancak şahadet getir denmez. Yasini şerif okunur. Bunlara ek olarak, Hasanpaşa’da hasta zekaretteyken Kaf suresi, Çörten’de bir Fatiha, 3 defa İhlâs suresi okunur, tekbir getirilir. Karamanlı’da Yasin, Amme, Tabereke, Güvenli’de Ayetel Kürsi, İhlâs, Fatiha, Felak, Nas sureleri vb. okunur. Bunları bilemiyorlarsa İhlâs ve Fatiha suresi okunur. Tespih çekilir. Tespih çeken kişi tekbir getirir, salâvatı şerife okur, şahadet getirir. Önceden tespih çekme yokmuş. Çörten’de, Yasini şerif, Fatiha ve üç ihlâs okunur. Bu tür dini uygulamalarla, o kişinin ruhunun daha kolay çıkacağı umulur.
Ölecek hastaya sık sık su verilmesi yaygın uygulamalardan biridir. Çörten, Karamanlı ve Hasanpaşa’da zemzem suyu verildiğinden söz edilmiştir. Su, Başpınar’da hastanın boğazını almasın diye ıslak çaputla, Niyazlar’da pamukla ya da kaşıkla, Karamanlı’da damla damla verilir.
Yaygın uygulamalardan bir diğeri; ölümü yaklaşan kişinin üzerine, uzakta olup da gelemeyecek olan yakınına ait kıyafetlerden atılmasıdır. Böylece, o kişiye hasret gitmeden ölmesi, o yakınına çekinmeden ruhunu teslim etmesi sağlanmaya çalışılır. Güvenli’de, hastanın üstüne uzakta olan kişinin yazması, ceketi vb. atılır. Bazı yerlerde kıyafet dışında, fotoğraf ve yeşil yaprak da koyulur. Başpınar’da yeşil yaprak konur. Kıyafet ya da yeşil yaprak konurken de üç defa ihlâs suresi okunur. Karamanlı’da göğsünün üstüne ya da yastığının yanına uzakta olan kişinin fotoğrafı konur. Ölecek kişi sevilen biriyse, yanına güller, naneler yerleştirilir.
Ölümün gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için halk arasında başvurulan uygulamalar vardır. Güvenli ve Başpınar’da kişinin can damarına (el bileğinde) bakıldığı ve can damarı atmıyorsa öldüğünün anlaşıldığı, Kocaaliler’de eskiden ölenin ağzına ayna tutulduğu ve aynada buhar oluşmuyorsa ölmüş olduğunun anlaşıldığı belirtilmiştir.
Ölenin çenesi ve ayaklarını bağlanır. Çenesi, Çörten, Başpınar, Hasanpaşa ve Niyazlar’da yazmayla, tülbentle, dastarla, ayakları da bir bezle bağlanır. Bu bağlar yıkanırken alınır ve atılır.
Cenaze, gece bekletilirken herhangi bir kirlenme falan söz konusu değilse, dışarıda ölmemişse ve bulunduğu yer uygunsa Güvenli, Karamanlı, Başpınar, Niyazlar ve Kocaaliler’de öldüğü yatakta kalır; başka bir yatağa alınmaz. Çörten (yönü kıbleye getirilir) ve Hasanpaşa’da, yere yatak serilir ve cenaze oraya yatırılır. Çörten’de, cenaze evinde bir gece rahat yatsın denir. Güvenli, Çörten ve Kocaaliler’de, ölenin başının altındaki yastık alınır.
Kişi, akşam vakti ölmüşse ve gömülmesini gerektiren, trafik kazası nedeniyle parçalanma ya da kanama, akıntı, şişme vb. bir durum söz konusu değilse Hasanpaşa’da, Başpınar’da gece gömülmez. Sözü edilen durumlar nedeniyle gömülmesi gerekiyorsa, Başpınar’da yatsı namazına kadar cenazenin gömülebileceğinden söz edilmiştir. Hasanpaşa’da, güneş battıktan sonra keraat vaktinin girdiği ve bu süreçte ne ibadet yapıldığı ne de cenaze kaldırıldığı da verilen bilgiler arasındadır.
Evde bekletilen cenaze, Güvenli, Kocaaliler ve Kiprit’te gece ayrı bir odada olur ve kapısı kilitlenir. Ara sıra kontrol edilir; ancak yanında beklenilmez. Çörten’de cenazenin yanında sabaha kadar beklenir. Salda’da, eskiden cenazenin başında beklenirken sonradan bu uygulama kalkmış ve cenaze ayrı odada bekletilir olmuştur. Mevsimin yaz olması halinde ise cenaze morgda bekletilmektedir. Karamanlı’da da yine cenaze gece bekletilecekse morgda (2–3 senedir varmış) bekletilir. Cenaze evde bekletilirken başına toplanılır, günah olduğu bilinse de yas edilir.
Cenaze gece evde bekletilirken başında bilen kişilerce Başpınar’da Kuran-ı Kerim okunur, ölenin iyi meziyetlerinden bahsedilir. Hasanpaşa’da, söylendiğine göre Kur’an, cenazenin yanında değil, başka bir odada okunur.
Kaynak:
KALAYCI DURDU, Bircan (2010). “Burdur’un Bazı Yerlerinde Ölümle İlgili Gelenek ve İnanışlar”. Geçmişten Geleceğe Burdur Halk Kültürü ve Turizm Sempozyumu. Ankara: MRK Baskı. S. 421-468.