Düğüne Başlangıç: Düğün, merasimden on gün kadar evvel köyün erkeklerinin katıldığı bir akşam yemeği ile başlar. Yemekten sonra, düğün sahibi tarafından, ertesi gün oduna gidileceği, köyün delikanlılarına bildirilir ve toplantı sona erdirilir.
Odun Kesme: Ertesi günün sabahı, köy delikanlıları birbirlerinden ayrı olarak odun kesmek üzere merkeplerle dağın yolunu tutar. Odun kesip köye dönen delikanlı, düğün sahibinden bahşiş alır.
Buğday Öğütme: Aynı günün sabahı, dört beş köy delikanlısı, üzerinde bayrak bulunan kağnıya yükledikleri buğdayla değirmenin yoluna koyulurlar. O gece, yattıkları değirmende buğdayı öğüterek ertesi gün köye dönerler. Kağnı, köye yaklaşırken davul ile karşılanır ve düğün sahibinin evine indirilir.
Çuval Ağzı Açma ve Hamur Yoğurma: Odun ve unun geldiğinin ertesi günü, köy kadınları düğün evine davet olunur. Bu kadınlar, ellerinde mumlarla başlarındaki kadın hocanın okuduğu ilahiye iştirakle değirmenden gelen un çuvallarının ağzını açmaya başlarlar. Bir kadın oturur; eline aldığı elekle unu eler; diğer kadınlar bu eleğin içine, vaziyetlerine göre para atarlar ki bu paralar unu eleyen kadının olur. Ekseriyetle bu unu köyün paraya muhtaç ve düğün sahibinin tayin edeceği bir kadın eleyecektir. Kadın un elemeği bitirdikten sonra bu unu yoğurmakla mükelleftir. Ekmek Yapma: Kadının, fasılalarla yoğurduğu hamuru beş altı köy kadını, 2-3 gün boyunca yufka yapar. Bu yufkalar sütunlar hâlinde yığılır.
Civar Köylerin Daveti-Şeker Gönderme: Ekmek yapma bitince, düğün evinde hazırlanan şekerler, küçük paketler hâlinde, diğer köylere gönderilir.
Keşkek ve Pilav Pişirme: Buğdaylar sokuya giderken bir gün evvel davet edilmiş köy kadınları düğün evinde pilav için pirinç ayıklamaktadır. Sokuya götürülmüş olan buğday, delikanlılar tarafından, davulcunun temposuna uydurulan tokmaklarla dövülür; dövülmüş buğday, kepeğini ayırmak için çeşmeye taşınır. Sokuya yakın bir yerde, kazılan küçük çukurlara, keşkek kazanları yerleştirilir. Kepeği alınmış buğday, uygun miktarlarda kazanlara dağıtılır. Bunun üzerine et, soğan, tuz ve biber ile su konur ve kazanlar pişmeğe bırakılır.
Gelin Hamamı Alayı: Keşkeğin pişirildiği günün öğlen vaktinde, güvey tarafı bir davulcu ile hediyeler gönderir. Kız evi önüne gelen davulcu özel bir makamla çalmaya başlar. İçeride gelin ve diğer kadınlar düğün kıyafetlerini giyinirler. Hamama veya yunaklığa giderken, kadınların hepsi beyaz çarşaf giyinir, ayaklarında da kırmızı pabuç olur. Gelin, kafilenin ortasında olarak, yavaş bir eda ile yürüyüş yapılır. Hamam sefası bittikten sonra, aynı kafile köy sokaklarından dolaşarak eve döner.
Civar Köylerin Gelmesi: Civar köy erkekleri, atlı veya yaya olarak, silahlarıyla birlikte köye doğru yola çıkar. Misafirler köyün girişinde davul zurna ile karşılanır ve misafir edilecekleri evlere gönderilir.
Yemek Yeme: Düğün evinde pişen keşkek, et ve pilav, misafirlerin bulunduğu evlere taksim edilir.
Hediyelerin Toplanması: Yemekten sonra davulcuyla birlikte, görevlendirilen kişiler, getirilen hediyeleri toplar.
Gece Meydan Âlemi: Hediyeler toplandıktan sonra, bütün misafirler evlerden çıkarak köy meydanına toplanır. Meydan, muhtelif yerlerde yakılan ateşlerle aydınlatılır. Meydanda yapılan şenlik; halay, zeybek, sinsin gibi oyun ve hüner gerektiren uygulamalarla sürer ve sabaha karşı nihayetlenir.
Kına Gecesi ve Perşembe Sabah Kahvaltısı: Ertesi günün sabahında, misafirlere börek ve hedikten ibaret kahvaltı verilir. Kahvaltıdan sonra, misafirler yine köy meydanına toplanır.
Güvey ve Sağdıca Merasim Yapılması: Güvey, yanında birkaç arkadaşı veya köyden delikanlılarla birlikte hamama veya yunaka götürülür. Güveye ve sağdıca, hamamdan sonra düğün kıyafetleri giydirilir.
Gelinin Hazırlanması: Gelinin elbisesini kızlar ve genç gelinler giydirir. Alnına, çenesine ve yanaklarına da birer tane olmak üzere, yüzünün dört yerine sarı yaldızlar yapıştırılır. Gelinin giydirilmesinden sonra yüzüne bir ayna tutulur ve: “Kendin mi güzel, bahtın mı güzel?” diye sorulur. Gelinin buna cevap vermemesi, fakat içinden “Bahtım güzel” demesi gerekir. Daha sonra, başına kırmızı örtü örtülür ki bu örtüyü güvey açar.
Gelinin Baba Evinden Ayrılması: Sağdıç ve damat tarafından kadınlar, gelini almaya gelir. Gelin, gitmek için ata binmeden önce, babasından başlayarak, bulunanların elini öper. Babası veya erkek kardeşi, geline kuşağını kuşatır ve el öpme karşılığı bir miktar harçlık verilir. Bu arada, başlarında davul ve zurna bulunan düğün alayı da gelin evinin önüne gelmiştir. Gelin usul icabı biraz ağladıktan sonra ata bindirilir; atın boğazına kırmızı donluk, kulağına kurdele, gelinin sırtına imamın abası konur ve bağlanır. Bu şekilde alay güvey evine doğru yollanır.
Gelinin Koca Evine Varışı: Gelin, koca evine yaklaşırken evin damı üzerine çıkmış olan bir şahıs, elinde tuttuğu bir çömleği yere atmak suretiyle parçalar. Başka bir kişi, bir yumurtayı evin kapısına vurarak kırar (bu merasimin maksadı, gelinin inadının kırılması ve itaatkâr bir ev kadını olmasına dönüktür). Kaynata ve kaynana evin önüne geldiğinde, gelin attan indirilir. Bir koyun postuna bastırılır ve gelinin eline verilen bir kaşık yağı, kapının eşiğine ve üzerine sürdürürler (bunun amacı da yeni yuvanın bereketli olmasıdır). Gelin, odasına girdiğinde, ilk çocuğunun erkek olması temennisi ile kucağına bir erkek çocuğu verilir. O da, bu erkek çocuğa bahşiş verir. Bunun peşine, yeni evinde bulunan herkesin elini öper. Bu aşamada artık merasim sona erer.
Kaynak: ÇORUM’DA SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS - Yrd. Doç. Dr. M. Mete Taşlıova