El sanatlarımız arasında bulunan bakırcılığın Elazığ'da çok köklü bir geçmişi vardır. Bakırcılar Çarşısı adı altında sadece bakır üzerine çalışan dükkanları bulunduğu çarşı, bugün de mevcuttur. Ancak günümüzde bu dükkanların bir çoğunun vitrinini fabrikasyon alüminyum araçlar süslemektedir. Bakırcıların kullandığı çekiç ve örs, ince ve değişiktir. Kap-kacak ve süs eşyası yapılır. Yapımlarda dövme, çekme ve dökme teknikleri uygulanmıştır. Bakır kaplar kazıma, takma, çakma yöntemleriyle bezenmiştir. Bezemelerde yaprak, lale, nar, nar çiçeği, selvi, hurma, palmiye, dallı, çiçekli tavşan, panter, aslan, kaplan, yaban keçisi, karaca, balık, kurt, insan figürleriyle yazılar ve geometrik desenler kullanılmıştır.
Kazan, teşt, oturak, güğüm, debbe (kavurma basmak için kullanılan kap), ibrik, sitil, üsküre (tas), sefer tası, yemek tabağı, hamam tası, saplı tencere, kepçe, guşhane (tencere), tava, kevgir, cezve, kilden (hamam malzemelerini taşımak için kullanılan kap), kapı tokmağı vb. eşyalar yapılmaktaydı. Bakır mutfak eşyaları yapıldıktan sonra mutlaka kalaylanarak kullanılacağından bakırcı dükkanında bir de kalaycı atölyesi bulunmaktaydı. Bir zamanlar, son derece canlı olan bu ocaklar bakırcılığın eski canlılığını kaybetmesi ile birlikte önemini yitirmiştir. Halen mevcut bir kaç kalaycı bulunmaktadır. Türkülere konu olan Harput bakırcılığı gelişen teknoloji ile birlikte ortaya çıkan alüminyuma yenilmiş son zamanlarda da tercihler çelik eşyalara dönmüştür.