­ ELAZIĞ-HARPUT MÜZİĞİ | Kültür Portalı

Elazığ-Harput Müziği - Elazığ

Somut Olmayan Kültürel Miras Çalışmaları

Divan edebiyatı ve klasik kültürle halk kültürünü birleştiren Harput insanı, günümüz, Elazığ-Harput müziğini ortaya koymuşlardır. Bugün büyük bir beğeni ve zevkle söylenen Harput türküleri ve uzun havalarının büyük bir çoğunluğu Fuzuli, Nedim, Nevres gibi ünlü şairlerin eserlerinden alınmış ve bestelenmiştir. Bu besteler yalnız aydın, medrese öğrenimi görmüş kişilerce değil; esnaf ve sade Harputlu vatandaşlarca da dinlenmiş ve beğeni kazanmıştır. Eskiden kış mevsimi boyunca kürsü başlarında, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde bahçelerde, kayabaşlarında hemen herkesin ağzında elezberler, hoyratlar, mayaları duymak mümkündü.

Elazığ-Harput Müziğini Türk Müziği'nin genel tanımı içerisinde herhangi bir sınıfa sokmak oldukça güçtür. Zira büyük bir çoğunluğu güfte ve besteleriyle anonim olan Harput müziği, klasik sazların eşliğinde icra edildiğinden halk müziği tanımlaması içerisinde ifade etmek mümkün değildir. Bu durumda Elazığ-Harput türkülerinin anonim olma özeliğinden dolayı Klasik Türk Müziği sınıfında; eserlerin icrasında kullanılan enstrümanlar ve eserlerin makamları itibarı ile de Halk Müziği sınıfında göstermek oldukça zordur. İşte bu özelliklerinden dolayı Elazığ-Harput müziğini sanat müziği ile halk müziği unsurlarını bünyesinde taşıyan, anonim olma özelliğine karşı; kimi eserlerde bestekarı ve şairi bilinen makam tertibine sahip olan divan ve halk edebiyatı zevkinin bir arada bulunduğu çok özel bir müzik olarak tanımlamak mümkündür.

Elazığ-Harput müziği fasıl geleneği içerinde icra edilir. Makamdan makama “geçki” sazı kullanılarak geçilir. Genellikle fasıla, Harput peşrevi (paşa göçü) ile başlanır. Buna uygun olan türkü ve uzun havalarla devam edilir. Uzun havaların arasına hareketli türküler serpiştirilerek fasıl sona erer. Elazığ-Harput müziğinde makam adları hemen hemen yöreye özgü isimlerle anılırlar. Bu makamların büyük bir çoğunluğu özellikleri itibariyle Türk müziğindeki makamlara tekabül eder. Mahalli isimlerle anılan beşiri makamı, rasta; versak, hicaza; nevruz, karcigara; muhalif, hüzzama; ibrahimiye, neva’ya karşılıktır.

Elazığ-Harput türkü ve şarkılarını: Ağır havalar, yüksek havalar ve hareketli oynak kısımlar oluşturur. Her makamın bir gazeli vardır. İlahi çeşnisi veren bu gazeller ve divan dört kısımdan oluşur. Divan gazellerinden sonra aynı makamdan türkülere geçilir. Ardından enstrümanların ayak tutmasıyla “Kayabaşı” ve “Bağrı yanık” adı verilen hoyratlar okunur, hoyratları müteakiben fasıl düzeni içerisinde sonra oynak türkülere geçilir. Eskiden Harput türküleri okunurken, arada aynı makamdan klasik Türk Müziği’ne ait eserler de okunurdu. Elazığ-Harput müziğinde müstezat, beşiri, ibrahimiye, hoyrat, şirvan, divan, elezber, tecnis, nevruz, versak, sabahi, muhalif, gibi tamamı ile Elazığ adları ile bilinen gerçekten çok nefis ve orijinal makamlar vardır. Türkülerin bir çoğu yörede yaşanan olayları konu almış veya bu olayların sonucunda ortaya çıkmıştır. Eserlerin çoğunun usul yapısında 2-3-4 zamanlı ana usuller ağır basar. Ana usulle başlayıp farklı usullerle devam eden eserler de vardır. Elazığ-Harput havalarını hakkıyla icra edebilmek için Harput ağzına ve yöre hançeresine hakim olmak gerekmektedir.

Elazığ’da çok büyük okuyucular yetişmiş yeni kuşak da bu ustaların izinden yürümeyi başarmışlardır. Tespit edilebilen 200 civarında mahalli türkü ve uzun havaya sahip olan Elazığ-Harput müziğine ait eserler gerçekte çok daha fazla olduğu bilinmektedir. Hemen her köyde her meşkte hiç duyulmamış bir esere rastlamak mümkündür. Ancak bunların yaygınlaştırılması için gerekli çalışmalar yapılmadığından bu eserler dar bir çevrenin dışına çıkmamaktadır. Bugün bütün Türkiye’de sevilerek okunan Elazığ’a ait türkülerden bazıları şunlardır: Yemen Türküsü, Meteris’den ineydim, Hayriye, Kövenk, Mamoş, Mezire’den Çıktım, Saray Yolu, Al Almayı, Yoğurt Koydum Dolaba, Dersim Dört Dağ İçinde, Sinemde Bir Tutuşmuş, Aş Yedim Dilim Yandı, Bir Ah Çeksem, Bir Şuh-i Sitemkar, Yüksek Minare, Göremedim Alemde, Necibem, Havuz Başının Gülleri, Evleri Uçta Yarim, Gelin Ağlar, Harput’tan Aldım Bakır, Elazığ Uzun Çarşı,....

Daha yüzlercesini sayabileceğimiz bu türkülerin başında gerçekten çok nefis bir kompozisyon oluşturan müstezat, divan ve divan sonuna eklenen elezber, tecnis ve hoyratlar harikulade olağanüstü güzellikte duygu ve sanat yanı ağır basan eserlerdir. Elazığ-Harput müziğini anlamak için makam bilgisini, yöre kültürünü bilmekle birlikte, yöre ağzından da anlamak gerekir. Elazığ- Harput müziğini tanıyan kişi artık bu müziğin müptelası olur. Atatürk (17 Kasım 1937) Elazığ’a gelişlerinde Elazığ-Harput müziğinin icra edildiği bir geceye katılmış. Çok büyük bir sevgi ve hayranlık duyduğunu ifade etmiştir. Bu sevgi ve hayranlığını takdirle kalmamış, Elazığ-Harput müziği ile ilgileneceğini beyan ederek etrafındakilere talimat vermiştir. Ancak Gazi’nin erken vefatı bu hayırlı girişimi yarım bırakmıştır. Elazığ Valiliği'nin girişimiyle başlatılan, Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen çalışma ile Elazığ türküleri kaynağından notaya alınmaktadır. Son yıllarda Harput musikisi ile ilgili önemli yayınlar yapılmıştır.

Görüntülenme Sayısı : 18403    Eklenme Tarihi : 12 Şubat 2013 Salı    Güncellenme Tarihi : 18 Eylül 2020 Cuma