“Makinalar çıktı da oyalar oldu hep yalan Oyalan deli gönül var git, sen de oyalan” Bu anlamlı sözler, gönül dileklerini oyalara yansıtan kızlarımızın dilinde bugün de dolaşmaktadır. Anadolu’nun hemen her yöresinde genç kızlarımıza beceri kazandırmanın temeli olarak kullanılan oya yapımı, kullanılan malzemeye göre; Boncuk Oyaları, İplik Oyaları, Koza Oyaları, Bez Oyaları, Mum Oyaları gibi adlar alırlar. Kullanılan araçlara göre ise iğne oyaları, firkete oyaları, tığ oyaları ve mekik oyaları olarak adlandırılırlar.
Anadolu’da yalnızca Eskişehir-Seyitgazi ilçesi ve çevresinde görülen boncuk oyaları iğneyle, tığla ya da mekikle yapılabilmektedir. Bazen iplik üzerine dizilen boncuk sayılarının şaşırtıcı boyutlara vardığı bu sanat tülbentlerde, mendillerde, içliklerde, yaka ve kol ağızlarında gelinlik kızlarımızın çeyizlerini süslemektedir. Oyalara yapılış biçimlerine ve desenlerine göre değişik adlar verilirken yörenin genç kızları yaptıkları oyalar için de maniler dizerler: “Oyalı tülbendimin ucuna Lira bağlarım lira Eğer seninki dalga ise Benimki de numara” “Yazmamın oyası kara Etrafı şeker pare Taze bir gelin sevdim Kendisi güzel gözü kara” “Yemenimin oyalı uçları Ben çıkamam yokuşları Yârime selam götürün Yedi dağın kuşları” “Oyalı tülbendimin katını Katından ayırmayın Vurun öldürün beni Yârimden ayırmayın”
Seyitgazi boncuk oyalarından bazılarının adları şöyledir: Üç Güzel, Bahçe Güzeli, Kirpik, Dut Oyası, Piliç Ayağı, Yattı Kalktı, Atmış Akıl-Yetmiş Fikir, Hanım Teri, Saat Kordonu, Yasemin, Sincir, Çilek, Ay Yıldız, Kahve Çıtlağı, Zikzak, Gelin Tacı, Su Taşı, Kaynana Dili, Fincan Altı, Süpürge, Kiraz, Peri Bacaları, Yaprak, Raf Kertiği, Gece Lambası, İncir, Çark, Kuzu Dişi, Örüncekli, Portakal, Mini Etek, İncili Küpe, Dama, Halkalı Şeker, Bir Benli, Zeki Müren Göbeği, Hanım Çantası, Süpürgeler, Kanlı Kafa, Şemsiye, Dönme Dolap, Bebek Oyası, Saray Süpürgesi, Kuşgözü, Bülbül Yuvası, Hanım Göbeği ve Elti Eltiye Küstü...