Günümüzde, Ramazan ayı ve Ramazan Bayramı adetleri eskiye göre fazla değişikliklere uğramamıştır. Ramazan ayı ilk teravih namazından son teravih namazına kadar camilerde ilâhiler söylenerek övülür. Buna "Ramazan okşamaları" denilir. Ramazan’ın on beşine kadar "Hoş geldin/Merhaba..." şeklinde söylenen ilâhilere "Ramazan karşılama ilâhîsi", ramazanın on beşinden sonra "elveda.." şeklinde söylenen ilâhilere de "Ramazan uğurlama ilâhisi" denilmektedir. Bu ilâhiler teravih namazının dört veya sekiz rekat duraklarında, cemaatçe okunur ve ramazan ayının güzellikleri ile hikmetleri konu edilir. Bu ilâhilerden bir tanesi şöyledir: "Ey enbiyalar serveri Ey evliyâlar rehberi Ey ins ü cün peygamberi, Ehlen ve sehlen merhaba Ya merhaba dost merhaba Şehrü ramazan merhaba Sen canların cananısın Dertlilerin dermanısın Alemlerin sultanısın, Ehlen ve sehlen merhaba Ya merhaba dost merhaba Şehrü ramazan merhaba."
İftar yemeğinden sonra bazı kişiler mahallede bulunan çay ocağına veya kahvehanelere gelerek yatsı namazına kadar sohbet ederler. Bu sohbetlerin teravih namazından sonra sahura kadar devam ettiği de görülür. Genelde bunu yapanlar yaşlı kimselerdir.
İftar ve sahurun başlama ve bitiş vakitleri camide okunan ezanla ve atılan top atışıyla belirlenir. Sahur vaktinin başlamasıyla; belediyelerden ihale ile mahallelerde davul çalmaya hak kazanan kişiler, sokaklarda dolaşmaya başlarlar. Genellikle iki kişi olan bu kişiler, ev ev dolaşarak davul çalar ve bazı evlerin önünde durarak bahşiş isterler. Bahşiş istenirken mâniler söylenir. Davulculara bahşiş olarak şehir merkezlerinde genellikle para, köylerde ise para, bulgur, nohut, şeker, pirinç, çay, katmer, havlu, yazma, üzüm gibi hediyeler verilir. Ramazan boyunca il merkezinde ikindi vaktinden sonra sokak başlarında tereyağlı irmik ve şakşak helvası satılır.
Kadınlar, camilerde veya evlerde öğleden önce toplanarak "mukabele" denilen Kur’an okumaları yapar ve "hatim" indirirler. Erkekler ise belirli camilerde olan "hatimli teravih" namazına giderek hatim indirirler. Ramazan boyunca evlerde hamurlu yemekler, börekler yapılarak sahurda yenir. Varlık sahibi olanlar, fakirlere ve yurtlarda kalan öğrencilere iftar yemeği verirler. Hayır olarak verilen bu yemeklerde çorbalar, etli fasulye ve nohut yemekleri, pilav ve irmik helvası verilebildiği gibi kıymalı ve peynirli pide, "söğüş" denilen domates, biber ve salatalıkla veya ayranla ikram edilir. Yörede, arife günü evlerde "pişi" veya "ıscak" denilen hamur yiyecekleri yapılarak komşulara dağıtılır. Arife günü dağıtılan bu hayırların aileden ölmüş olanların ruhlarına varacağına inanılır. Arife günü veya bir kaç gün önce sarı burma, baklava ve tel kadayıf hazırlanarak fırında pişirilir.
Bayram hazırlığı olarak çocuklara bayramlık elbiseler ve ayakkabılar alınır. Köylerde arife günü yufka ekmeği yapılarak eşe dosta dağıtılır. Bazı varlıklı aileler yufka ekmeğinin içine etli pilav, irmik veya tahin helvası koyarlar. Buna "hayır ettim" anlamına gelen "ıscak ettim" denilir. Kimi yerlerde arife günü mezarlara topluca gidilerek, mezar temizliği ve dualar yapılır. Kimi yerlerde ise, bu ziyaret bayram namazından çıkıp, bayramlaştıktan sonra topluca yapılır.
Bayram üç gün sürer, bayram namazından sonra evde büyüklerin elleri öpülür. Büyükler el öpenlere imkânlarına göre hediyeler verirler. El öpülürken büyükler "el öpenleriniz çok olsun", "nice nice bayramlar görünüz" dileklerinde bulunurlar. Eve bayramlaşmaya gelen çocuklara para, leblebi, üzüm, şeker, mendil gibi hediyeler verilir. Büyüklerin bayramlaşma ziyaretlerinde yemekler ve tatlılar verilir. Bayramlaşırken "Allah bir dahakine nasip etsin" denilir.
Kaynak: http://www.ispartakulturturizm.gov.tr/TR,71002/adet-gelenek-ve-gorenekler.html adresinden, 08.07.2014 tarihinde alınmıştır.