Anadolu’daki bitkisel örücülük kapsamına giren sini örücülüğünün geçmişi, Cumhuriyet dönemi öncesine dayanır. Bitkisel sini örücülüğü, bir diğer adı Buğday sapı örücülüğü olan ve yörede genellikle “tıbayka, tıbak, cimem” adıyla bilinen bu el sanatı Hatay’ın bazı ilçe ve köylerinde yapılmaya devam edilmektedir. Üzerinde yemek sahanlarını taşımaya yarayan, sofra işini gören bakır veya pirinçten “büyük tepsi” diye tanımlanabilen sini; hammaddesi buğday, çavdar sapı, rafya ve saz olmak üzere yorucu el emeği gerektiren bir el sanatı ürünümüzdür. Eskiden sadece sofra işlevi gören sinilerin günümüzde kullanım alanı genişlemiştir. Yöredeki kışlık tarhanalar bu siniler üzerinde kurutulur, düğün öncesi çeyiz olarak yapılan danteller, oyalar bu siniler üzerine herkesin görebileceği şekilde konur ve götürülürdü. Bu sebeple her genç kızın çeyizliğinde bu sinilerden hazır edilirdi. Ayrıca içli köfteler hazırlandıktan sonra bu sinilere dizilir, bulgur eleneceği zaman da yine bu siniler kullanılırdı.
Bugün kullanım alanı genişlemiş olan siniler, daha çok dekoratif amaçlı hediyelik süs eşya olarak duvar panolarında yer bulmakta, küçük çantalar, kalemlik, meyve ve sebzelik olarak kullanılmakla beraber, değişik formlarda (desen ve renklerde) karşımıza çıkabilmektedir. Hatay’da sini örücülüğünün ilk yapılmaya başlandığı yer, Antakya merkeze bağlı Çaksun ya da Çaksına köyü olduğu ve daha sonra oradan Samandağ, Altınözü ve diğer yörelere yayıldığı tahin edilmektedir. Şu anda sini örücülüğü daha çok hediyelik eşya amacıyla üretilip satılmaktadır. Hatay’ın Samandağ ilçesi, Altınözü ilçesine bağlı Enek, Paslıkaya, Babatorun köylerinde ve Hatay merkeze bağlı birkaç köyde buğday sapından sini yapımı devam etmektedir.
Kaynak: KALAYCIOĞLU,M. (2011) Hatay Halk Bilimi. Hatay.Antakya Belediyesi Kültür Yayını