Edirne Doğum Gelenekleri - Edirne
Gelenekler-Görenekler
- Hamile kadın aş erirken bir şeye özenirse yahut bunu çalıp bir yerine gizlerse, doğan bebeğin vücudunda bu cismin şekli meydana gelir.
- Hamile kadının karnı sivri olursa erkek, yassı olursa kızı olur.
- Hamile kadın saçını kestirirse, doğacak çocuğun ömrünün kısa olacağına inanılır.
- Lohusa kırk gün yalnız bırakılmaz, yalnız dışarı çıkarılmaz, banyo yaptırılmaz.
- Yeni doğmuş çocuğa üç ezan geçmeyince süt verilmez. Annenin sağ memesi çocuğa verilirken “Besmele” çekilir ve “ölürse şehit olsun” denir. Sol meme verilirken “kalırsa gazi olsun” diye dua edilir. Sonra çocuk yüzükoyun yatırılarak sırtına sağ memeden süt sağılır, hayır dua ile sırtı sıvazlanır. Bu arada “sırtı yer görmesin” dileğinde bulunulur. Ardından arka üstü yatırılarak göğsüne sol memeden süt sağılarak “imanı gür, sözü üstün, kılıcı keskin olsun” denir.
- Yeni doğmuş çocuk daha süt emmeden, evin en yaşlı kişisi “Besmele” ile Kur’an-ı açar, sağ elinin işaret parmağını sayfalara değdirip çocuğa bir kez yalatır. Bunun amacı çocuğun Kur’an ahlaklı ve okumuş olması dileği içindir.
- Sütü dönen annenin sütünün yeniden gelmesi için Veli Sultan Beyazıt Camii yanındaki Daru’ş-Şifa'nın (hastane) bahçe giriş kapısının sağında bulunan ve adına “ Süt Pınarı” denilen kuyudan alınan su, bu anneye içirilir. Bu sayede sütünün yeniden geleceğine inanılır.
- Bebeğin kırklanmasından önce yarı kırklama denen başka bir adet vardır. Bebek 17, 18 ya da 20 günlük olunca bir kazan suya 17,18 ya da 20 kaşık su, bebeğin doğumundan itibaren kaç gün geçtiyse 17, 18 ya da 20 tane süpürge çöpü, taş yahut kömür parçaları ve altın ilave edilerek yıkanır. •
- Anne ve bebek “al basması”na karşı kırk gün yalnız bırakılmaz. Eğer yalnız bırakılacaksa yanlarına süpürge, çivi, demir, bıçak, makas, maşa, soğan gibi cisimler ve Kur’an-ı Kerim konulur.
- Bebeğin çok uyuması için uykusu iyi olan birinin üstünden ip çekilir ve çocuğun üstüne atılır.
- Bebeğin beşiği boşken sallanması durumunda bebeğin karnının ağrıyacağı düşünülür.
- Küçük çocuk, konuşmazdan önce ağzına yağmur damlarsa geç konuşacağına inanılır.
- Küçük çocuk yürümezse, üç Cuma üst üste sallanır.
- Çocuğun yürümesinde bir aksaklık çıkmaması ve düzgün basması için “Adım Çöreği” pişirilir.
- Çocuğun ilk dişi çıktığında otuz iki yahut kırk iki tane buğday veya bulgur cezvede pişirilerek çocuğun omzuna asılır. Bunları her gören dişiyle kırıp çocuğun başından atar ki bu şekilde çocuğun dişlerinin inci gibi güzel ve sağlam olacağına inanılır.
- Erkek çocuğa sakız çiğnetilmez, “attan düşer” ve ona bıyıkların eğri çıkar denir.
- Bebeğin ilk saç ve tırnak kesimleri de aile için önemlidir. İlk saçını kesen kişiye havlu, mendil ve para verilir. Kesilen saçlar saklanır. Tırnakları kesilen çocuğun eli bir büyüğünün (çoğunlukla dede) cebine sokulur. Cebinden çıkarttığı para değerinde çocuğa hediyeler alınır.
Kaynak: 81 İlde Kültür ve Şehir: Edirne, 2013 İstanbul
Görüntülenme Sayısı :
2961
Eklenme Tarihi :
05 Eylül 2017 Salı
Güncellenme Tarihi :
08 Ekim 2020 Perşembe