II. Abdülhamit devrinin sonlarına kadar/1910 yılı sonuna kadar Ankaralı esnaf üç etek entarilerden oluşan takımlar giyerdi. Bu entarilerin altına, yakaları güzel görünsün diye, bir iç işliği giyilirdi. Bele uzun veya değirmi şal kumaş kuşanılır, sırta da hocalardan farklı olarak kuşağın üzerine örtecek uzunlukta işlemesiz bir gazeki veya fermani giyilirdi. Mekke hırkası bulunanlar, bu giysilerin üzerine bu giysiyi giyerler veya pamuklu hırka giyerlerdi. Kışın ise hocalardan farklı olarak isteyenler mırız mır, aba giyerler, daha zengince olanlar ise kürk giyerlerdi.