Nevşehir Fıkraları - Nevşehir
Fıkralar
Fıkralar gülerken düşünmeyi amaç edinen kısa anlatılardır. Olaylar ve kişilerin çelişkilerini yakalayarak toplumun gülmece dağarcığında olan, motiflerle sunmayı amaçlar.
Yöreden tespit edilen bazı fıkralar:
- Dal boylum: Fadime kadın ölmüş. Kocası kefenini sarıyormuş, ama kefen kısa gelmiş, bütün vücudu örtmemiş, ayakları açıkta kalmış. Kocası yerde yatan ve kefeni kısa gelen karısına bakmış, bakmış “Kefene de girmedin a dal boylu Fadimem, bu senede böyle olsun bakalım “ demiş.
- Ne haliniz varsa görün: Bir kadının bir oğlu varmış; bunun adı da Mehmet imiş. Anası da Mehmet’ine çok düşkünmüş, ikide bir “Aman Mehmet’im seni nasıl severim de, sen ölmede ben öleyim” dermiş. Oğlanda kurnazmış yalancıktan hasta olmuş, döşeğe yatmış. Anasını sınayacak ya dolaba da bir baykuş koymuş, oraya kapatmış. Sonrada “Ölüyorum” diye başlamış inlemeye acı ile çağırıp bağırmaya anası da “Aman Mehmet’im sen ölmede ben öleyim” diyerekten oğlunu avuturmuş. Mehmet” Gayri dayanacak halim kalmadı kurtulayım bu dertten; ana şu dolapta Azrail var açta canımı alsın” demiş. Kadın dolabı açıp da baykuşu görünce “ Daha Mehmet, sen bana değmeyin de ne haliniz varsa görün “demiş.
- Kırk Armut: Midesine düşkün, okkası yerinde bir hoca varmış. Bunu bir ziyafete davet etmişler. Burada yemekler yenmiş üstelik olarak da armut ikram edilmiş. Hoca “gırtlağıma kadar doydum” demişse de yine başlamış armutları teker, teker yemeye. Armutlar bittikten sonra ev sahibinin çocuğu “Baba” demiş. “Hocanın gırtlağından yukarısı kırk armut alıyor.”
Kaynak: http://www.nevsehirkulturturizm.gov.tr/TR,74208/anlatmalar.html kaynağından,01.07.2014 tarihinde alınmıştır.
Görüntülenme Sayısı :
2359
Eklenme Tarihi :
26 Aralık 2012 Çarşamba
Güncellenme Tarihi :
06 Ekim 2021 Çarşamba