Kökü mukaddes kitaplara kadar dayanan bu tür efsaneve menkıbelere Anadolu sahasının bir çok yerinde rastlamak mümkündür. Afyonkarahisar’da bu motife yer veren efsane Furunî Dede Efsânesi’dir.

Efsaneye göre: Afyonkarahisar Mevlevî Dergâhı Şeyhi Sultan Divanî’nin ölümünden sonra yerine, kızı Destina Hatun geçer. Bunun zamanında çıkan bir yangın şehirde büyük tahribata yol açar. Bu arada dergah da büyük zarar görür. Dergah görevlileri ve dervişler aç kalırlar. Herkesin açlıktan yakındığı bir sırada, dergahın aşçıbaşısı Furunî Dede: - “Ne tasalanıyorsunuz? Ben şimdi sizin karnınızı doyururum.” der ve sol kolunu öne uzatarak cübbesinin yeninden sıcak sıcak pideler çıkarmaya başlar. Böylece herkesin karnını doyurur.

Dergah sakinleri karınlarını doyurmuşlardır. Ama, nerede barınacaklardır? Bu durum Destina Hatun’u çok üzmektedir. Çünkü şehir halkının da yardım etmeye güçleri yoktur. Bu endişeler içerisinde uyuyakalan Destina Hatun rüyasında babası Sultan Dîvânî’yi görür: - “Babacığım der. Ben şimdi ne yapacağım? Bana yol göster. Hayatlarını bizim yaşantımıza bağlayan bu insanları ben nasıl barındıracağım? Nasıl doyuracağım?” Sultan Divanî cevap verir: - “Kızım... Güzel Destinam. Üzülme sen. Dergahta, mihrabın tam altındaki mermeri kaldır. Orada gümüş bir ibrik bulacaksın. İçi altınlarla doludur....” Sevinçle uyanan Destina Hatun, babasının dediklerini yapar. Elde ettiği altınlarla, dergahı eskisinden daha güzel yaptırır.

Kaynak: 15.08.2014 tarihinde AKÜ Afyonkarahisar Kütüğü kitabından alınmıştır.